Millî şuur, bir milletin, kendini duyması ve bilmesidir. Hem duyguya hem de düşünceye dayanan millî şuur, bir milletin mânevî kuvvetlerinden en önemlisidir.
Toplumlar da insanlar gibidir.İnsanlar, ruhları ile nasıl canlı ise toplumlar da Milli ve manevi şuur ile canlı ve güçlü kalabilir.Milli şuurdan yoksun olan toplumlar sömürge olmaya ve tarihten silinmeye mahkumdur.
Milletlerin hayatını koruyan dört savunma hattından en geride olanı yâni sonuncusu ve en mühimi millî şuurdur. İnsan uzviyetinin akciğer, karaciğer, kalp ve beyin nasıl dört önemli organı ise, bir milletin de ordu, bağımsızlık, dil ve milli şuur, dört büyük kalesidir.Bazen elimizdeki her şeyimiz alınabilir bizden fakat bu bilince sahip olursak tekrardan ayağa kalkabiliriz.Tarihimizde çok yaşamışızdır bu gibi örnekleri.Tam yıkıldık,bittik dediğimiz anda yüreklerimizde bulunan milli şuur duygusu ile tekrar ayağa kalkmışızdır. Tıpkı kuruduğu sanılan bir tohumun filizlenmesi gibi.Kurtuluş Savaşında birçok askerimiz o kadar zor şartlarda mücadele vermişlerdir.İşte onları o zor şartlarda ayakta tutan tek şey kalplerindeki vatan sevgisi,milli birlik ve beraberlik duygusuydu.
Fakat beslemek lazım bu duyguyu.Nasıl mı olur bu? Tabi ki milli ve manevi değerlerimizi yaşatarak. Özellikle genç nesillerimiz sahip çıkmalı bu değerlerimize ve onları nesilden nesile aktarmalı.Şu anda birçok ülke milli şuur bilincini yaşatmak adına bunu yapıyor.
Bizlerde atalarımızın bin bir zorluklarla kazandığı bu güzel ülkemizi yaşatma adına milli şuur bilincimize sahip çıkalım.