HALK YÖNETENLERE KIRMIZI KARTI GÖSTERDİ!

Fatih Gözüaçık

4 hafta önce

Bir seçimi daha geride bıraktık. Ak Parti bu seçimlerde kuruluşundan günümüze ilk defa büyük oranda oy kaybederek ikinci parti durumuna düştü. Birçok ilde belediyeler Ak Partiden CHP’ye geçti, Türkiye haritası kırmızı renge boyandı. Hatta bazı il ve ilçelerde 50 yıldan sonra ilk kez CHP’nin kazandığını gördük. Peki bu seçimlerde seçmenin AKP’yi tercih etmemesinin nedeni neydi? Bugünkü yazımda seçim sonuçlarını ve etkilerini değerlendireceğim. AKP’nin kuruluşundan itibaren ilk kez ikinci parti konumuna düşmesi İstanbul, Ankara, İzmir gibi üç büyük şehri kazanamadığı gibi elinde olan şehirleri de kaybetmesi adete bir şok etkisi oluşturdu. Bu yenilginin yaşanmasının en büyük nedeninin ekonomideki kötü durum, çalışanların yarıdan fazlasının yoksulluk sınırının altında ücretlere çalışması, enflasyonun pik yapması, alım gücünün düşmesi ve emeklilerin istediği zamları alamaması olduğunu düşünüyorum. Ayrıca parti kadrolarındaki değişim yerelde yöneticilerin halktan kopuk olması ve yöneticilerin nasıl olsa kazanacağız düşüncesine sahip olması ve yöneticilerdeki güç zehirlenmesi de bu yenilginin sebepleri arasında. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek kısmen sürmekte, AKP’ye oy vermeyen seçmenin YRP ve MHP’ye yönelmesi veya sandığa gitmemesi de AKP’nin oylarındaki düşüşün bir diğer nedeni. Ayrıca Ankara büyükşehir belediye başkan adayı sayın Altınok’un mal varlığını açıklanmasının hem Ankara özelide hem de diğer şehirlerde halkın ekseriyeti tarafından büyük bir tepki ile karşılandığı kesin. AKP’nin Ankara’da seçimi kaybetmesinde bu durumun etkisinin de olduğu yadsınamaz. Halkın ekseriyeti yoksullaştı, gelir dağılımında büyük uçurumlar oluştu, özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlerde insanlar faturalarını ve kiralarını ödeyemez hale geldi, bir simit 20 TL’ye ulaştı, benzinin litresi 45 TL’ye dayandı, sebze meyve fiyatları aldı başını gitti, veliler çocuklarını okula gönderirken ceplerine harçlık koyamaz haldeler. Ekonomideki tüm bu kötü tabloya rağmen şaşırtıcı olan AKP’nin aldığı yüzde 35,5’lik oy azımsanacak bir oranı alması. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiği 2018 yılından bu yana Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan ile AKP arasındaki mesafe giderek açıldı, bu durumda seçmenler tarafından görüldü. O günden bugüne AKP kan kaybetmeye başladı. Cumhurbaşkanının çevresindeki kadrolarda güç zehirlenmesi yaşanmaya başladı, ayrıca yöneticiler halktan kopuk yaşamaya başladılar halkın dertleriyle hemhal olmadılar. Bence bu seçimde seçmenler Cumhurbaşkanından ziyade AKP ile aralarına mesafe koymayı tercih ettiler. Seçimin kaybedilmesinde Yeniden Refah Partisi’nin AKP’den desteğini çekmesinin etkisi de büyük oldu. YRP oy oranına göre ülkenin üçüncü büyük partisi haline geldi. Ayrıca İsrail ile yapılan ticaret seçimin kaybedilmesinde önemli bir etken olarak karşımıza çıkmakta. Son seçimde AKP, YRP ve MHP'nin oylarının toplamı yüzde 47- 48’leri buluyor. Seçmen bu grubun içinde partilerini değiştirdi. Bloğun dışına taşma durumu çok nadiren gerçekleşti. Diğer taraftan YRP’nin seçime kendi adaylarıyla girmesi bu bloğun içinde bir parçalanma yaşanmasına neden oldu. Seçimin bu şekilde sonuçlanmasında bu durumun etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. Peki AKP’yi 2028’de yapılacak seçimlere kadar ne bekliyor? Cumhurbaşkanı tekrar aday olabilecek mi? Normal şartlarda aday olamıyor, yeniden aday olması için Meclisin erken seçim kararı alması gerekiyor. Erken seçim kararı alabilmek için 360 milletvekilinin oyları gerekiyor ki tek başına AKP ve MHP milletvekillerinin oyları bunun için yeterli olmuyor. Yani Cumhurbaşkanının yeniden aday olması için üçüncü bir partinin desteğini alması gerekiyor. Bahçeli’nin söylemlerinden tahmin edileceği üzere bu partinin İYİ parti olacağını düşünüyorum. Sonuçta halk demokratik olarak oyunu kullanarak kendini yönetenlere kırmızı, iktidara ise sarı kartını gösterdi. Umarım tüm partilerden seçilen belediye başkanları bundan payına düşenleri alırlar hizmet odaklı belediyecilik yaparak halktan kopuk yaşamazlar. Çünkü bu halk her şeyi iyi analiz eder yeri geldiğinde sandıkta yönetenlere gereken cevabı verir. Süleyman Demirel’in boş tencere hükümetleri devirir sözünün vücut bulmuş halini gördük bu seçimde. Şimdi önümüzdeki seçimlere 4 yıl kaldı erken seçim olmazsa önümüzdeki 4 yıl içinde Cumhurbaşkanın yerine kimin geleceği ekonomik göstergeler ve CHP’li belediyelerin süreç içerisinde neler yapacağı halkın tercihleri üzerinde etkili olacaktır. Hayat pahalılığının olmadığı, enflasyonun tek hanelerde olduğu, düşüncelerinden dolayı insanların cezalandırılamadığı, halkın adeta bir karpuz gibi ikiye ayrılmadığı daha huzurlu daha müreffeh bir Türkiye hepimizin hayali ve isteğidir. Seçim sonuçlarının önümüzdeki 30-40 yıla etkilerini bekleyip göreceğiz.
YAZARIN DİĞER YAZILARI