GERÇEK OKUL HAYALET ÖĞRENCİ!

Fatih Gözüaçık

5 ay önce

Yap boz parçasına dönen, her gelen bakanın kendinden önceki bakanın uygulamalarını beğenmeyip değiştirdiği, siyaseti etkinin ve ideolojik sayıtların bir şemsiye gibi sistemin tepesinde durduğu, öğrenciden öğretmene kahir ekseriyetinin mutsuz olduğu, türlü sorunlarla boğuşan eğitim sektöründe birkaç yıldır hayalet öğrenci kavramı ortaya çıktı. Peki nedir bu hayalet öğrenci? Bugünkü yazımda eğitim sistemimizde çarpıklığın öğrencinin adeta bir müşteri gibi görülmesinin sonucu olarak ortaya çıkan karaları hayalet öğrenci ve okullardan bahsedeceğim. 2023 yılı itibarıyla ülkemizde anasınıfı, ilkokul ortaokul lise yani tüm sınıf kademelerinde 20 milyon civarında öğrenci bulunmaktadır. Aslında bu Yunanistan, Azerbaycan, Hollanda, Belçika gibi birçok ülkenin toplam nüfusundan fazladır. Buna mezun olup herhangi bir üniversiteye yerleşemeyen öğrencileri de katarsak bu sayı 25 milyona kadar çıkıyor. Tabi bu durum öğrenciyi müşteri olarak görmekten çekinmeyen eğitim ile uzaktan yakından alakası olmayan sermaye sahiplerinin iştahını kabartıyor. Eğitim sektörüne yabancı olan fabrikatör, inşaatçı, aktivist, ihracatçı, gibi çeşitli meslek kurumlarından iş insanları özel okul açmaya başladı. Belki de bu sayede isimlerinin dahada duyulması onları bu yola teşvik etti ya da daha fazla kazanmak veya iyimser bir yaklaşımda olsa topluma faydalı ahlaklı bireyler yetiştirmek için okul açıyor olabilirler bunu bilmiyorum ama tek bildiğim bu durum beraberinde bir sürü sorunu beraberinde getirdiği. Son zamanlarda özel okulların devlet tarafından teşvik edilmesi ve sınav merkezli eğitim anlayışı maalesef bazı okulların hayalet öğrencilere yönelmesine neden oldu. İşini doğru yapan okulları tenzih ediyorum ama bazı özel öğretim kurumları anlaşmalı özel okullara öğrenci kaydettirerek onları yüksek notla mezun ediyor, öğrenciden aldıkları ücretin bir kısmını özel diploma verme yetkisi olan özel okula veriyorlar. Bazı butik okullar ise bunu tamamen ticarete çevirmişler ne yazık ki. Sınıflarda e okul sisteminde öğrencinin kayıtları görülmesine rağmen bu öğrenciler hiç okula gelmiyorlar tüm notları ise 100 olarak giriliyor yazılıya girmedikleri halde. Bu durum işini layıkıyla yapan okulları ve diğer kurumlarda okula devam eden öğrencileri ve velileri rahatsız etmekte. Artık şikayetler o kadar artmış olmalı ki bakanlık müfettişleri tüm Türkiye’de denetimlerini artırdılar. Peki biz bu noktaya nasıl gelindi eğitim sistemindeki bu çarpıklık nasıl düzelecek? Serbest piyasa ekonomisinde ve bu sınav sisteminde özel eğitim kurslarının kapatılması beklenemez ama özel okulların bu denli çoğalması ve özel okullarda not şişirme, devamsızlıkları görmezden gelme gibi mevzuata aykırı uygulamalar eğitimde fırsat eşitliğine zarar vermekte resmi okuldaki öğrenciler açısından haksız rekabet oluşturmaktadır. Durumu aslında bir örnekle açıklayayım; herhangi bir özel okuldaki bir öğrenci şişirilmiş notlar sayesinde orta öğretim puanı yüksek olarak sınava giriyor ama aynı neti yapan resmi okulda okuyan bir öğrenci orta öğretim puanı daha düşük olduğu için daha düşük puanı alıyor ve sıralamada daha geride yer alıyor. Belki de istediği bölüme yerleşemiyor. Bazı resmi okulda okuyan öğrencilerde sırf orta öğretim puanı için hayalet okullara kayıtlarını yaptırmaktadırlar. Bu durum şehir ayrımı yapmadan tüm ülkede geçerli. Bazı özel öğretim kursları bunu çok yaygın şekilde yapıyor ki bu durumunda aracıları oluşmuş durumda bazı öğretmenler hayalet öğrenci yönlendirmeleri karşısında okuldan komisyon alıyorlar. İşin o kadar suyu çıkmış durumda. İşin garip tarafı Millî Eğitim Bakanlığı tarafından bu duruma müsamaha gösterilmesi. Türkiye’de 4 bin civarında yakın özel lisede yaklaşık 550 bin öğrenci eğitim görmekte. 2014 yılında çıkarılan dershane yasası sonrasında özel liselerin sayısında olağanüstü bir artış gerçekleşti. Dershanelerin birçoğu bahçesi olmayan çarşının merkezinde binalara okul ruhsatı verilmesiyle temel liseye dönüştü. Temel liselere bakanlık tarafından süre verildi okula dönüşenler dönüştü dönüşemeyenlerde kurs adı altında faaliyetlerine devam etti. Her köşe başında bir okul her reklam panosunda bir okul reklamı görür olduk. Temel liselerin de kapatılması ile bu seferde bahçesi yetersiz apartmanlardan devşirme kuruluş amacı okul olmayan binalarda özel liseler açıldı. Yasal olarak dershane ve etüt merkezi açmak yasak. Ancak özel öğretim kursları ve gelişim kursları adı altında açılan kurumlarda LGS ve YKS hazırlık kursları yapılıyor buna itirazımız yok açılsın tabi ki çünkü bu Millî Eğitim Bakanlığının sınav odaklı politikalarının bir ürünü. Ama her şeyin yasalara uygun yapılması geleceğimizin teminatı çocuklarımızın ticari kaygı uğruna harcanmaması gerekir? Özellikle kampüsü, bahçesi olmayan liselerin neredeyse tamamı sadece sınava hazırlık eğitimi veriyor. MEB’in öğretim programları bu kurumlarda dikkate alınmıyor. Bu kurumlarda çalışan öğretmenlere baskı yapılarak çocukların not ortalamalarının yükseltilmesi isteniyor ki bu tarz kurumlarda 100’den aşağı not alan nadir öğrenci vardır. Yazılı sınavlarda çocuklara cevap anahtarı veriliyor. Denetim yetersiz, gerçi Milli Eğitim de şube müdürlerinin, okul müdürlerinin, müfettişlerin gizli ortak olduğu kurumlarda nasıl bir denetimden bahsedilebilir ki?
YAZARIN DİĞER YAZILARI