Doğayı Sev Geleceğine Sahip Çık!

Fatih Gözüaçık

8 ay önce

İnsanoğlu, yüzlerce yıl mavi ge1zegenin fiziki sınırlarını keşfetmeye çalışmıştır. Bu süreçte yenikıtalar keşfedilmiş çıkılmaz denilen en yüksek dağlara çıkılmış, kutuplara ulaşılmıştır. Gelin görün kiinsanlık tarihinde binlerce yıl geçtikten sonra ancak uzaya çıkılabilmiştir. Bu sayede dünyanın fizikisınırları ilk kez insan gözüyle görülmüştür.SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler birliği ile ABD çift kutuplu dünya olan soğuk savaşdöneminde adeta uzay yarışına girişmişlerdir.1961’de uzaya çıkan ilk astronot olan Yuri Gagarinuzaydan baktığında Dünya’ya dair gördüklerini şöyle rapor etmişti: “Kıtaların ana hatlarını, adaları veakarsuları açıkça seçebildim. Ufuk alışılmamış güzellikte bir manzara hediye ediyordu. Zarif bir hȃledünyanın çevresini sarıyor; içinde yıldızların parladığı karanlık uzay ile parlaklığı seyrekleşerekbirleşiyor, birbirinin içinde karışıp kayboluyordu.” İlerleyen yıllarda yüzlerce astronot daha uzaya çıktı.Yapılan bir araştırmada astronotların ifadelerindeki iki ortak duygu; Dünya’nın güzelliğini takdir etme vediğer tüm canlılara bağlılık hissindeki artış olarak belirlendi. 1900’lü yılların sonuna gelindiğindeDünya’nın fiziki sınırları yanında doğal sisteminin de sınırları olduğu görüldü. İnsan faaliyetleri sonucuortaya çıkan ozon tabakasındaki seyrelme, karbon salınımının hat safhaya ulaşması, ormanlarınbilinçsizce tahrip edilmesi, su kirliliği, hava kirliliği ve küresel iklim değişimi gibi çevre sorunları doğanınişleyişindeki bozulmaları gözler önüne serdi maalesef. Ayrıca insanların sanayileşme aşırı nüfus artışıgibi beşerî ve ekonomik faaliyetleri nedeniyle canlı türlerinin giderek azalması ve yok oluşu doğanınhiçte sandığımız gibi olmadığını onunda bir gün yok alacağını ve doğanın fiziki koşulların sınırlılığınıbizlere gösterdi. Mavi gezegenimizin geleceğinin tehlikede olduğu düşüncesi; çevre sorunlarınınartması doğal kaynakların ve canlı türlerinin giderek azalmasıyla yaygınlaştı. Artan çevresel kaygılar,dünyada doğal sistemin işleyişi hakkında daha kapsamlı çalışmaların yapılmasına zemin hazırladı.Günümüzde doğanın işleyişi ile ilgili olarak doğal sistemlerin bir bütünlüğe sahip olduğu gerçeği genelkabul görse de maalesef ki doğayı koruma konusunda çok bilinçli olduğumuzu söyleyemem.

Her 1 dakikada 27 futbol sahası büyüklüğünde (yılda 18,7 milyon dönüm) orman maalesef ki yokolmaktadır. Önümüzdeki 30 yıl içerisinde 28 bin tür tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.Gezegenimizdeki toprakların yarısı son 150 yılda erozyon sonucunda kaybedildi. Orman yangınlarısonucu her yıl binlerce hektar orman alanı yanıp kül olmaktadır. En son geçen hafta Çanakkale’deciğerlerimiz yandı. Fosil yakıt kullanımı öyle arttı ki son 200 yılda atmosfere 2,3 trilyon tonkarbondioksit salınımı yapıldı. Bu durum hava kirliliği ve küresel iklim değişikliklerinin yaşanmasınaneden oldu. Her 10 kişiden birisi nüfus artışı ve kuraklık nedeniyle temiz suya erişilmemektedir. Sözün

özü küresel ısınma, iklim değişikliği, bugünlerde yaşadığımız ve adına Eyyamı Bahur denilen aşırısıcaklar insanın doğaya doğrudan ve dolaylı olarak müdahalesinin bir sonucudur. Unutmayalım doğabize verdiklerini bir gün gelir bizden alır. Doğayla savaşmayalım. Doğayı sevelim koruyalımkollayalım…

YAZARIN DİĞER YAZILARI