?>

EĞİTİMDE ÖZEL SORUNU!

Fatih Gözüaçık

7 saat önce

2000 yılında özel okulların sayısı 2000 civarıyken günümüzde bu sayı 14 bin 352'ye ulaşmıştır. 2002 yılında özel okulların toplam okullar içindeki oranı %2’yken bu oran günümüzde %20'ye çıkmıştır. Bu artış eğitimde nitelikten çok niceliğe önem verdiğimizi akla getirmekte. Özel okul sayısındaki bu artış, öğretmenler için alternatif istihdam olanakları sağlasa da beraberinde bazı ciddi sorunları da getirmektedir. Özel okullarda çalışan öğretmenler hem eğitim kalitesini yükseltmeye çalışmakta hem de birçok yapısal problemle başa çıkmak zorunda kalmaktadır. Özel okullarda öğretmenler birçok problemle boğuşmakta bunlar arasında en önemlisi düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşullarıdır. Özel okullarda görev yapan öğretmenler Devlet okullarında çalışan öğretmenlere göre çok daha düşük maaşlara çalışmaktalar. Elden ödenen ve asgari ücret seviyesinde maaşlar özel okullarda görev yapan on binlerce öğretmeni zor durumda bırakmaktadır. Sektördeki başka bir sorun ise özel okul öğretmenlerinin, çoğu zaman sigorta haklarından dahi tam olarak yararlanamamasıdır. Bu durum, öğretmenlerin mesleki motivasyonunu olumsuz etkilemekte, öğretmenlik onurunu zedelemekte ve eğitimde kaliteyi düşürmektedir. Bir diğer önemli sorun ise yoğun iş yükü ve mesai saatlerinin belirsizliğidir. Özel okullarda öğretmenler yalnızca ders vermekle kalmaz; etüt, kulüp çalışmaları, veli görüşmeleri ve çeşitli organizasyonlar gibi birçok ek görev üstlenmek zorunda kalır. Bu görevler genellikle mesai saatleri dışında yapılır ve ek bir ücretlendirme söz konusu değildir. Sorunlar saymakla bitmiyor, sözleşme süresinin 1 yıl olmasına rağmen bazı kurumlarda 10 ay ödenen maaşlar yaz tatilinde öğretmenleri çok zor durumda bırakmaktadır. Sadece düşük maaşlar özlükle ilgili sorunlar değil yönetim tarafından öğretmenlere uygulanan baskısı ve mobbingler veli memnuniyeti odaklı yaklaşım da öğretmenleri değersizleştirmektedir. Birçok özel okulda eğitim kalitesinden ziyade müşteri memnuniyeti ön planda tutulmakta, bu da öğretmenlerin pedagojik yaklaşımlarını sınırlandırmakta ve karar alma süreçlerinde söz sahibi olmalarını engellemektedir. Öğretmenler, öğrenciye doğru eğitim vermek yerine, veliyi memnun etmeye çalışmak durumunda kalabilmektedir. Mayıs ayına girmek üzereyiz birçok özel okulda gelecek yılın öğretmen sözleşmeleri henüz yapılmadı. Öğretmenler maaşlarına ne kadar zam yapılacağını bilmiyorlar. Benimde aklıma şu soru geliyor. Acaba sözleşmeleri bu zamana bırakarak öğretmenlere bizim şartlarımızı kabul edeceksin mi denmek istiyor? Çünkü bu zamanlarda kadrolar oluşturulduğu için öğretmenlerin iş bulması zorlaşıyor. Özel okullarda öğretmenlerin yaşadığı mesleki gelişim eksikliği de göz ardı edilemez. Devlet okullarında öğretmenlere yönelik verilen yeşil pasaport, kamu hizmetlerinden faydalanma imkanları maalesef özel okullarda görev yapan öğretmenler için geçerli olmuyor. Özel okullardaki öğretmenler için bu tür desteklerin verilmemesi öğretmenleri değersizleştirmektedir. Sonuç olarak, özel okullarda öğretmenlik, dışarıdan bakıldığında cazip gibi görünse de içinde birçok yapısal sorunu barındırmaktadır. Bu sorunların çözümü için öğretmenlerin özlük haklarının, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eğitim kalitesinin yalnızca veli memnuniyetiyle değil, pedagojik ölçütlerle öğretmeni de merkeze alacak şekilde değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Geleceğin teminatı çocuklarımıza daha müreffeh bir ülke bırakmak için eğitimi birincil önceliklerimiz arasına almalıyız. Unutmayalım ki geleceğimiz eğitimde.
YAZARIN DİĞER YAZILARI