Kentin marka değerleri kadar “arka” sorunlarını da gündeme taşımak, sorunları tartışarak doğru şekilde çözebilmek bu kentte yaşayan bizlerin en büyük görevi olsa gerek. Konu başlıklarını sıralamadan önce yıllardır yazdığımız haberler sayesinde bu kentte bazı yanlışların önüne geçebilmenin tüm olumsuzluklara rağmen mutluluğunu yaşadığımızı belirtmek isterim.
Kentte siyaset, bürokrasi, STK’lar ve bizler elbette ki ortak görüş çerçevesinde sorunların üstesinden geleceğiz. Bu kentin sorunlarını siyasetçi veya bürokrat yerinde gezip göremiyorsa işte o görevi bizler “gazeteciler” yapmak zorundayız. İyi zaten iyidir, iyi olmayanı gündeme taşımak, yaşanan olumsuzluğun giderilmesi noktasında takibini yapmak elbette ki bizim asli görevimiz. Kentte yaşanan sorunları görmezden gelmek, duyarsız kalmak ne kadar doğru?
Yaşanan süreçte bu güzel kentin 25 yıl öncesini özleyen bir kişi olarak; yanlış imar tadilatlarıyla ortaya çıkan betonlaşma, kentin öz değerlerinden uzaklaşması, siyaset kurumunun içinden çıkılmaz bir hale gelmesi, muhalefetin evlere şenlik tutumu, yerel yönetimlerin “ben yaptım oldu bitti” anlayışı, STK’ların gerçek anlamda sorunlara çözümcü yaklaşamaması, Kent Konseyinin kayıplara karışması ve benzeri sayamayacağım çok sayıda unsur bugün tartışılması gereken önemli konu başlıkları.
Bugüne kadar bir kişiye tokat atmamasına, hakaret etmemesine rağmen masasında tekzip talepleri, soruşturma dosyaları, ifade tutanakları yer alan birisi olarak, bu kent bizden ne istiyor ve bizler ne yapıyoruz çoğu zaman düşünüyorum, içinden çıkamıyorum. Yerel yönetimlerin istediği doğrultuda bülten gazeteciliği, bürokratların hoşuna gidecek türden haberler, marka, marka, marka diyebilecek türden haberler…
PEKİ, OLUR EFENDİM…
