Koronavirüsle mücadele sürecinde Mart-Nisan aylarında yaşanan panik ve korku havası Kasım ayının sonları yaklaşırken daha da arttı. Vaka değil hastaneye yatırılan hasta sayısının 6 bini geçtiği, ölüm sayısının üçlü haneye çıktığı bu dönem koronavirüsten değil cadde ve sokaktan korkuyorum.
Ölümcül virüs karşısında kendinizi nasıl korursanız koruyun SAĞLIĞINIZ işiniz gereği dışarıda tehlike altında. Sağlık ve İçişleri Bakanlığı tarafından alınan tüm önlemlere rağmen bu zorlu süreci hava-civa sanan sözüm onlara kalabalık vatandaş topluluğu tehlike saçmaya devam ediyor.
Pandemi sürecinde ortaya konan kısıtlamalara rağmen kent genelinde kapalı olması gereken çok sayıda kıraathane kepenkleri kapalı olmasına rağmen ne hikmetse çalışıyor. Akşam saat 20’de kapanması gereken işletmelerin önemli bölümü çalışıyor. Mesela ana alterlerde belirlenen saatlerin sonrasında kapalı olması gereken işyerleri akşam saat 23’e kadar nasıl açık kalıyor?
İşim gereği sahadayım, sahada olmaması gereken binlerce vatandaşı caddede görünce korkuyor, ürperiyorum. Çok sayıda meslektaşım İŞİ GEREĞİ ÇALIŞIRKEN virüse yakalandı. Bir meslektaşımız yaşamını yitirdi. Kim bilir belki bu satırları yazdıktan hemen sonra veya günler sonra bu illete bende yakalanacağım. Çalışan birisi olarak Mart ayından bu yana kendisini ve ailesini koruyan, çevresini devamlı uyaran birey olarak sokakta deli-divane dolaşan vatandaşlardan korkuyorum. İşin özü Sayın YETKİLİLER; alınan kısıtlama kararları ile diğer önlemlerin uygulanması noktasında kolluk kuvvetleri başta olmak üzere tüm idari yaptırım sahibi görevliler süreci iyi takip etmeli ve gerekli yaptırımları uygulamalılar.
Bu zorlu süreçte var güçleriyle çalışan başta sağlık çalışanları olmak üzere, öğretmenlerimize, sosyal yardımlaşma, Kızılay görevlilerine, karantina altında ki kişilerin her türlü takibini yapan tüm görevliler ile süreci oto kontrol altında tutmaya çalışan mülki amirlere teşekkür ediyoruz.
İYİ Kİ VARSINIZ…
SAĞLIKLA KALIN
