Bundan tam 100 yıl önce, İstiklal Mücadelesi zamanında meclis tarafından milletini ayakta tutmak için bir marş yazılması istenmiştir. Bunun sonucunda, marşı kabul edilen şaire ödül olarak 500 altın verileceği duyurulmuştur.
Meclise gelen şiirler çerçevesinde, o dönemin ünlü şairlerinden Mehmet Akif Ersoy’un bu yarışmaya katılmadığı gözlerden kaçmamıştır. Mehmet Akife, neden yarışmaya katılmadığı sorulduğunda ise “Milletin marşı para için yazılmaz, para ödülü şairler için hakarettir, milli marş millet için yazılır.” diyerek yarışmayı reddetmiştir.
Bu durum çerçevesinde, Mehmet Akif’in vatanına olan bağlılığını ve coşkusunu bilen yakınları onu marş yazması konusunda ikna etmiştir.
2 gün gibi kısa bir sürede marşı içinden gelen coşku duygusuyla yazan Akif, kalem bulamasına müteakip ilk 3 mısrasını duvara kazıyarak yazmıştır.
12 Mart 1921 tarihinde bir destanın şiirleşmiş hali Mehmet Akif’in dilinden kalemine dökülmüş, 724 tane şiir arasından 6 tanesi beğenilmiş ve marşın kabul edildiği gün mecliste milletimize okunmuştur.
KORKMA
Şiirin ilk bölümü cephedeki kahramanca savaşan askerimize yazılmıştır.
İkinci kıtada döner ve şanlı bayrağımıza seslenir…
Duyguları içinde kaynayan Mehmet Akif, üçüncü kıtaya gelince kendisine döner ve kendisini dizelere döker.
Dördüncü kıtadan sonra milletimize seslenen şairimiz, milletimizin vatan duygusunu gözler önüne sermiştir.
Altıncı kıtada askerimize dönen Akif, ceddimizin vatan için kan döktüğünü vurgulamıştır.
Yedinci kıta; vatan uğruna ne bedeller ödenmez ki…
Bu duyguların içerisinde coşkusu daha da çoğalan Mehmet Akif, rabbimizin her zaman yanımızda olduğunu 8. kıtasında da milletimize anlatmıştır.
Vatan uğruna ölümün kutsallığını şairimiz 9. kıtasında da apaçık bir şekilde ortaya koymuştur.
Tüm bu coşkuyla, son kıtada tekrar bayrağa dönen Akif,
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!
HÜR YAŞAMIŞ BİR MİLLETİN BAYRAK VE VATAN İÇİN DÖKEMEYECEĞİ KAN YOKTUR.
Mehmet Akif Ersoy’un milletimiz için yazmış olduğu marşı, anlamadan, duygusunu hissetmeden okumak, mücadele döneminde can vermiş olan Mehmetçiğimize, cephe için çabalayan kadınlarımıza, yetim kalan çocuklarımıza layık değildir.
