USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İÇİ YEŞİL DIŞI KIRMIZI SOLCULARA

07-06-2016

Kent trafiğinin önemli bölümünde sola dönüşler yasaklandı. Kent trafiğini rahatlatmaya yönelik olarak atılan bu adım kent genelinde “Sola öldürücü darbe” şeklinde espri konusu oldu. Bu espriye hepimiz çok güldük ama sol asıl darbeyi 2003’te yedi. 2003’te yapılan seçimle tek başına iktidara gelen ve o günden bu yana oylarını her seçimde artırarak iktidar koltuğunu kimseye kaptırmayan Ak Parti, Gaziantep’te altığı oy oranıyla ülke genelindeki birinciliğini kimseye kaptırmadı. Solun kalesi Gaziantep ilk günden beri arı gibi çalışan Ak Partili kadrolara altın tepside sunuldu. Cumhuriyet Halk Partili yerel yönetimlerin kendi aralarındaki sürtüşme, kent genelinde sol içerisinde yaşanan kısır çekişmelerin gölgesinde, bıyığını kaşıyarak gülenlerin eseridir bugün yaşanan bu manzara. Şehitkamil Belediyesi eski Başkanlarından rahmetli Ahmet Yılmaz, belediye başkanlığını partilisi Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Celal Doğan’ın yoğun ve etkili! gayretleri sonucu Refah Partili Mehmet Bozgeyik’e kaptırmıştı. O günden bu yana Şehitkamil’de iflah olmayan Cumhuriyet Halk Partisi bırakın seçim sandığında kendi kongre sandığında bile başarılı ve sağlıklı sonuçlara imza atamadı. Şahinbey’de Yaşar Ağyüz’ün yeniden belediye başkan adayı olarak gösterilmediği 2004 yerel seçiminde onun yerine Ali İhsan Sofuoğlu aday olarak gösterilmişti. İşte kıyamet o gün kopmuş, Sofuoğlu’nun belediye başkanı seçilememesi için başta bıyık kaşıyıcısı olmak üzere partili “böyük” isimlerin önemli bölümü ellerinden geleni yapmıştı. Hatta o seçimde eski belediye başkanı Yaşar Ağyüz, “Oy verirken elim titredi” diye açıklamalarda bulunmuştu.

ŞAHİN VE SUCU
Şimdi sola gerçek darbeyi kent trafiğinde sola dönüşleri yasaklayan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin mi yoksa solun sözüm ona ileri gelenleri mi darbe vurdu? Kısır çekişmelerin yerini bir türlü barış ve sevgiye bırakamadığı Cumhuriyet Halk Partisi’nde mübarek ay nedeniyle “alkol” alınması yasaklandı. Partililerin lüks mekanlardan, bağ, bahçe, tarlalarda, isimlerin idam sehpalarından inmediği toplantılarda barbükü partisi eşliğinde her türlü asitli içecek alması yasaklandı. Kişiliği ile geçmişten bu yana büyük saygı duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Hayri Sucu, gayretli çalışmalarıyla bir şeyler yapmayı çok istiyor. Ama kendisini uyarmak zorundayım, “Sayın Sucu bakın çevrenizdekilere dikkat edin, soyadınız Sucu ama bunlar sizi suya sulu götürür susuz getirirler. Haberiniz olsun.”  Ha bu arada Cumhuriyet Halk Partisi Şahinbey ilçe başkanlığı yerel gazetelerin aboneliklerini iptal ettirmiş! Ya gerçekten CHP’nin sevgili Şahinbey ilçe yönetimi siz yerel gazetelere son 7 yıldır abonelik ücretlerini neden ödemiyorsunuz? Kendiniz çalıyor kendiniz oynuyorsunuz gerçekten siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? Ücretinin ödenmediği gazete neden hangi kafayla iptal edilir?

İTHAL DİLENCİLERİMİZ VE ZAM KARŞISINDA BOYKOT!
Kentin cadde ve sokakları, park ve bahçelerinde günün ilk saatlerinden itibaren adeta iş başı yapan dilenciler, Ramazan ayının verdiği manevi hava ve kucaklarındaki çocuklarını kullanıp para topluyor. Kentte Gaziler, Hürriyet Caddeleri gibi kalabalık yerleri tercih eden dilencilerin bazıları gezerek, bazıları ise özellikle gölgelik yerleri tercih edip oturarak sadaka istiyor. Ramazan ayının maneviyatından etkilenen birçok vatandaş ise, yardım yapmak amacıyla bu kişilere sadaka veriyor. Dilenenlerin çoğunluğunu oluşturan kadınlar, kucaklarında bebek ve küçük çocuklarını kullanarak bu sıcak havalarda onların da sağlığını tehlikeye atıyor. Çoğunluğu bölge illerinden gelen bu kişiler zabıta ekiplerince toplanıyorlar ama 2 saat sonra yeniden alındıkları yerlerde işlerine devam ediyorlar. Ramazan fırsatçılığı yaparak yoğurttan, sebzeden, meyveden ete kadar her şeye zam yapmaya çalışan, iftar ve sahur pideleri adı altında ekmek gramajından çalanlar nedeniyle ‘rahmet ayı’ olan Ramazan, ‘zahmet ayı’na dönüştürülmektedir. Fırsatçılığın dini açıdan ne kadar günah ve yasak olduğunu izah etmeye bile gerek yoktur. Üretimden değil, tüketimden gelen gücümüzü Ramazan fırsatçılarına karşı kullanmaktan çekinmemeliyiz. Yoğurda zam yapıyorlarsa yoğurt, ete zam yapıyorlarsa et, sebze ve meyveye zam yapıyorlarsa sebze ve meyve almayarak, en azından bir süre için boykot ederek tüketimden gelen gücümüzü kullanmayı öneriyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?