
TÜBİTAK destekli “Gaziantep Yerel Medyasında Bilim Gazeteciliğinin Güçlendirilmesi” projesi kapsamında bilim insanları ve gazeteciler bir araya gelerek yerel basında bilim iletişiminin niteliğini değerlendirdi. Projenin yürütücülerinden Prof. Dr. Mesut Yücebaş, bilimsel bilgilerin kamuoyuna sade, doğru ve anlaşılır bir biçimde aktarılmasının önemine dikkat çekerek, "Bilimle medya arasındaki köprü güçlendirilmedikçe, halkın doğru bilgiye ulaşması zorlaşıyor" dedi.
Projede, Gaziantep’teki üç yerel gazetede bir yıl boyunca yayımlanan bilim haberleri incelendi. Analizler, haberlerde kaynak gösterme eksikliği, konuların büyük ölçüde sağlık alanına yoğunlaşması ve sosyal bilimlerin neredeyse hiç yer bulamaması gibi dikkat çekici sorunları ortaya koydu. Haberlerin çoğunlukla sadece bir uzmanın açıklamasına dayandığı, lokasyon bilgisi içermediği ve çoğu zaman yüzeysel kaldığı belirlendi.
Akademisyenler ve Gazeteciler Aynı Fikirde: "İşbirliği Şart"
Farklı üniversitelerden 40 akademisyenle yapılan görüşmelerde, bilim insanları yerel medyanın bilimsel gelişmelere yeterince alan tanımadığını, haberlerin ise çoğu zaman sansasyonel bir dille sunulduğunu belirtti. Öte yandan, 20 deneyimli gazeteciyle yapılan görüşmelerde, gazeteciler de bilimsel içerik üretme arzularına rağmen; kaynak yetersizliği, zaman baskısı ve halkın ilgisizliği gibi engellerle mücadele ettiklerini ifade etti.
"Bilim, Medya Üzerinden Topluma Akar"
Bilimin toplumla buluşmasında en önemli köprülerden birinin medya olduğuna dikkat çeken Yücebaş, özellikle yerel medyanın bu konuda daha etkili hale gelmesi gerektiğini belirtti. Yücebaş, “Bilimsel gelişmelerin topluma ulaşmasında en büyük görev gazetecilere düşüyor. Ancak burada bilim insanlarına da ciddi sorumluluklar düşüyor. Medya mensuplarının anlayabileceği bir dil kullanmak, karmaşık teknik terimleri sadeleştirmek, veriyi açıklamakla yetinmeyip bağlam kazandırmak gerekiyor” dedi.
Yücebaş’tan Çözüm Çağrısı: Ortak Akılla Bilim İletişimi
Prof. Dr. Mesut Yücebaş, tüm bu gözlemlerden yola çıkarak yerel düzeyde sürdürülebilir bir bilim iletişimi modeli oluşturulması gerektiğini söyledi. Üniversiteler, gazeteciler, STK’lar ve yerel yönetimlerin birlikte çalışabileceği platformlar kurulması gerektiğini belirtti. Yücebaş, “Bilimi halka taşıyan en etkili kanallardan biri olan medya ile bilimsel üretimin merkezleri olan üniversiteler artık birbirine daha yakın olmalı. Ortak projeler, eğitimler ve düzenli iş birlikleri bu yakınlaşmayı sağlayabilir” dedi.
Duayen Gazeteci Cengiz Halil Çiçek: “Bilim, Herkesin Anlayacağı Dilde Yazılmalı”
Toplantının dikkat çeken isimlerinden biri olan gazeteci Cengiz Halil Çiçek, özellikle sağlık haberciliği konusunda önemli uyarılarda bulundu. "Gazetecinin görevi yalnızca aktarmak değil, aynı zamanda karmaşık bilgiyi halkın anlayacağı şekilde yeniden kurgulamaktır" diyen Çiçek, doktorların tıbbi terimlerle yaptığı açıklamaların sadeleştirilmemesinin, halkın bilgiye ulaşmasını engellediğini söyledi.
“Doktorlar, gazeteciler ve öğretmenler özgüveni yüksek meslek gruplarıdır ve eleştiriye her zaman açık olmayabiliyorlar. Ancak sağlıklı bir iletişim için karşılıklı anlayış ve empati şart” diyen Çiçek, gazetecilerin de sağlık konularında daha donanımlı olması için üniversiteler arasında ortak eğitim programları oluşturulması gerektiğini vurguladı.
"Yazılı Soru Talebi, Röportajların Ruhu Öldürüyor"
Sağlık habercilerinin sıkça “Sorularınızı yazılı gönderin” talebiyle karşılaştığını dile getiren Çiçek, bunun gazetecilik motivasyonunu düşürdüğünü söyledi. “Yüz yüze iletişimde sorular birbirini doğurur, haber bir ruha kavuşur. Yazılı iletişim ise bu süreci sınırlar” dedi.
"Ticari Kaygılar, Haberin Önüne Geçiyor"
Çiçek ayrıca günümüzde haber ajanslarının birçok içeriği şirket anlaşmalarına göre değerlendirdiğini belirterek, “Hangi haberin yayınlanacağı ticari değere göre belirleniyor. Bu durum, haberin toplumsal faydasını gölgede bırakıyor” dedi.