USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÖZEL SEKTÖRDE ÖĞRETMEN OLMAK

03-05-2021

Belki de veba salgınından sonra dünyanın gördüğü en büyük salgın olan küresel salgında bir yılı aşkın zaman geçti. Sağlıktan sanayiye birçok sektörü etkileyen bu salgının özellikle özel sektörde çalışan on binlerce öğretmen üzerinde de büyük etkisi olmuştur. Ülkemizde çalışma koşullarının zaten zor olduğu özel sektörde çalışan öğretmenler bu süreçte kaderiyle baş başa bırakılmıştır. Yatmayan ya da eksik yatan maaşlar, kısa çalışma ödeneğinden faydalandırılıp tam zamanlı olarak çalıştırılmaları, eğitim ödeneği ek ders sosyal yardımları alamamaları, kurum sahipleri tarafından uygulanan mobbingler insan onuruna yakışmayacak şekilde asgari ücretin altında çalıştırılmaları ve sayamadığım birçok sorun.

Sektörde zaten geçmişten gelen bir yığın çözüm bekleyen sorun varken pandemi süreci ile birlikte özel sektördeki öğretmenlerin mağduriyeti de artmıştır. Bu dönemde bazı özel öğretim kurumları velilerden eğitim öğretim ücretlerini peşin almalarına rağmen öğretmenleri kısa çalışma ödeneğinden faydalandırmışlardır. Devletin bu zor dönemde iş yerlerine sağladığı kısa çalışma ödeneğine başvurmuş gelirlerinde eksilme olmamasına rağmen bazı kurumların bu yardımdan faydalanmaları ve öğretmenleri tam gün çalıştırıp yarı zamanlı çalışıyor göstermeleri kelimenin tam anlamıyla fırsatçılıktır. Öğretmenler gece gündüz demeden online derslere girmişler, velileri aramışlar öğrencilerin motivasyonlarını artırmak için sürekli onlarla ilgilenmişler ama karşılığında maaşını tam alamamış sigorta primleri yatırılmamış ya da birkaç gün yatırılmıştır. Bu dönemde yaşanan en büyük sorunlardan bir tanesi de temaslı olduğu halde kurumlara çağırılan öğretmenlerdir. Bu durumun insan sağlığını hiçe saymaktan başka nasıl bir açıklaması olabilir ki? Pandemi döneminde işten çıkarılma yasak olduğu için işverenlerin öğretmenleri kod 29 ile işten çıkarmışlardır. Kod 29 nedir peki bir iş yerinde ahlak kurallarına uymayan çalışanlar için yapılan bir uygulamadır. Bu uygulamanın istismar edilmesi içler acısı bir durumdur. Bu kodla işten çıkarılan öğretmenler adeta kara listeye alınmaktadır. Bu öğretmenlerin başka kurumlarda iş bulma imkanı da çok azdır.
Özel sektörde çalışan öğretmenlerin bir diğer sorunu da sendikalaşmamadır. Aslında özel kurumlarda çalışan her öğretmenin sendikaya üye olma hakkı vardır. Bir kurumda çalışanların %40’ının sendikaya üye olması ile toplu sözleşme hakkı doğacaktır. Toplu sözleşme olduğu zaman ek ders ücretleri, ek mesai ücretleri sosyal yardımlar ve birçok hakkın kazanılması işverenlerin işine gelmediği için sendikaya üye olan öğretmenleri ne yazık ki işten çıkarabilmektedirler. Bu durumda öğretmenler de işsiz kalmak korkusuyla doğal olarak sendikalaşmaya üye olmamaktadırlar. Ama bu zincirin bir yerde kırılması gerekmektedir. Sendikalaşma ve dernekleşme anayasal bir haktır. İş kanununda haftalık çalışma saati 45 saat olarak belirtilmiştir,45 saat üzeri çalışmalarda kesinlikle ek mesai ücreti ödenmesi gerekmektedir. Fakat ne yazık ki özel sektördeki öğretmenlere baktığımızda günlük 10 saatten 6 gün 60 saat çalışan ve hiçbir ücret alamayan öğretmenlerimiz var maalesef. Bir diğer sorunda sözleşmelerin 1 yıllık olarak süreli düzenlenmesidir. Bu durum öğretmenlerin önlerini görememesine ve devamlı acaba benimle sözleşme yenilenecek mi kaygısı yaşamalarına neden olmaktadır. Peki bunca sorun yaşanırken bu kurumalar yeterince denetleniyor mu bence hayır. Tüm bu sorunların çözümü, öğretmenler arasındaki dayanışmanın artırılması için özel sektörde çalışan öğretmenler ÖSÖB-DER Özel sektör öğretmenleri birlikteliği derneği adıyla dernek kurdular. Derneğin öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi için, karar merciindeki yetkili kişilerle görüşülmesi, yaşanan sorunlar hakkında kamuoyu oluşturulması ve kurum sahipleri üzerinde bir baskı unsuru olacağı aşikardır.

Bunları söylerken tabi ki öğretmenlerinin hakkını veren öğretmenine değer veren kurumsal kurumlar da var. Bu kurumlara da bu zorlu süreçte öğretmenlerini mağdur etmeyip büyük fedakarlıkta bulundukları için teşekkürü borç bilirim. Unutmayalım ki öğretmen köle değildir bugünün öğretmenleri yarının doktorlarını, savcıların, siyasetçilerini yetiştirmektedir. Bu kutsal görevin itibarının zedelenmesini içime sindiremiyor yetkililere sesleniyorum umarım durumun farkındadırlar ve gerekeni ivedilikle yaparlar.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?