Organ bağışı ve önemi nedir?

Mahmut Alper Aytar

8 yıl önce

 

Organ bağışı nedir ve neden önemlidir? Organ bağışının tarihi nedir?

Türkiye’de tedavileri yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün hastaların sayısı giderek artıyor. Bu artışla birlikte organ ve doku naklinin önemi de artıyor. Bu konuda birçok çalışma yürütülüyor, özellikle de bilinçlenme yönünde…

”Organ bağışı hayat kurtarır” sloganını hepimiz duyuyoruz. Peki, organ bağışı nedir, neden bu kadar önemlidir? İşte bu soruların cevabını tam anlamıyla öğrenmeliyiz ve ona göre kararlar almalıyız.

Organ bağışı nedir?

Organ bağışı, kişinin hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarınızın başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin verilmesidir. Artık yaşarken de bazı organlar bağışlanabilmektedir.

Yaşarken yapılabilen organ bağışlarında böbrek ilk sıradadır. Vücudumuzda çift böbrek bulunduğu için, bir tanesi bağışlandığında diğer böbrek işlevini kaybetmez. Karaciğer de yaşarken bağışlanabilir. Yüksek oranda kendini yenileme özelliği olan karaciğerin tamamı bağışlanamaz. Ancak karaciğerden bir parça bağışlanabilir.

Organ bağışını yaşarken yapmak isteyen kişilerin 18 yaşını doldurmuş olması ve karar verebilecek yeterlilikte olması gerekmektedir. Bağış yapan kişiye, yapılacak müdahalenin şekli, olası tehlikeleri, sağlığına şimdi veya daha sonra gelebilecek olan zararlar konusunda bilgilendirilmelidir. Bilgilendirmeyi yapan kişi bir doktor olmalı ve başka bir doktorun da bulunduğu bir ortamda bu bilgilendirme yapılmalıdır. Eğer bağış yapacak kişi tüm bilgilendirmelerden sonra da bağışı yapmakta kararlıysa, organlarını yaşarken de bağışlayabilir.

Organ bağışı yapıldıktan sonra sadece bir yoğun bakım ünitesinde beyin ölümü (tıbben yaşamın sona ermesi) kararı alınması halinde organlar kullanılmaktadır.

Diğer ölüm hallerinde organlar alınmaz. Organ bağışı bazen görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar.

Kimler bağışta bulunabilir?

1979 tarih ve 2238 sayılı yasa gereği organ bağışının yapılabilmesi için 18 yaş veya üstünde olup akli dengesi yerinde olan herkes sağlık Müdürlüklerine, hastanelere, organ nakliyle ilgili dernek ve kuruluşlara başvurarak, doku ve organ bağış belgesi alabilir.

Organ bağışı yapıldığı mutlaka yakınlara da bildirilmelidir. Bunun nedeni; bir kişide beyin ölümü gerçekleştiğinde akrabalarının organ bağışı konusunda karar vermelerinin istenmesidir.

Bağış yapan kişi sonradan fikrini değiştirirse, bağış kartını yırtıp atması ve bu karar değişikliğini aileye bildirmesi yeterlidir.

Hangi organlar bağışlanabilir?

Tıptaki gelişmelerin bugün geldiği noktada, insan vücudunun birçok organı nakil edilebilmektedir.

Bağış yapılabilecek organlar düşünüldüğünde, sadece ölümden sonra bağışlanabilecek organlarla, yaşarken de bağışlanabilir organlar arasında bir ayrım yapmak gerekiyor.

Yaşarken bağışlanabilir organlarda, yaşayan bir insan, diğer bir insana gerekli olan organı veya hücreyi bağışlar. Bu organlar çift veya tabaka halinde olan veya kendini yenileme özelliğine sahip olan organlardır. Örneğin; böbrek, karaciğer ve yenilenebilir özelliğe sahip hücreler veya kan, ilik ve üreme hücreleri gibi dokular.

Burada bağış yapanın yaşından ziyade organın durumu çok önemlidir ama genelde 70 yaş üstündekilerin organları nadir durumlarda alınmaktadır.

Ölümden sonra bağış kabul edilebilecek organlar ve dokular; pankreas, damar, bağırsak, kulak kemikçikleri, deri, kalp, kalp kapakçıkları, gözün saydam tabakası, kemik dokusu, kıkırdak dokusu, karaciğer, akciğer, böbrek, kas ve beyin zarının bir kısmı.

Herkes organ bağışında bulunmalı, yakınlarını bu konuda bilinçlendirmeli ve ancak bu sayede ihtiyacı olduğunda organ bulabileceğini bilmelidir.

Birçok hasta bağışlanmış bir organ için beklerken ölmektedir. Bağışlanmış bir organ, başarılı bir nakilden sonra, gerçek bir yaşam armağanıdır.

Organ bağışının tarihi

Organ bağışının tarihi 17. yüzyıla dayanıyor diyebiliriz. Bu yüzyılda ilk deri nakli denemeleri yapılmıştır. 1883 yılında ise zarar görmüş iç organların nakli ile ilgili denemeler yapıldı. 20. yüzyılda, birbirlerinden habersiz olarak iki bilim insanı, köpekler üzerinde iç organların yerlerini değiştirme denemeleri yapmışlardır. İnsanlar üzerindeki ilk deneme ise, 1916 yılında Fransız Mathieu Jaboulay tarafından yapıldı. Fakat bu denemede hayvan organları kullanıldığı için deneme başarısız oldu.

İnsan vücudu organ bağışında diğer organı reddedebilir ve nakil ölümle sonuçlanabilir. Geçmiş yüzyıllarda da ilk denemeler hep kötü sonuçlanmıştı. Bilim insanları da vücudun direnç göstermesinin önüne geçememişlerdi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’da denemeler yapılmaya başlandı. 1942 yılında ise İngiliz zoolog Sir Peter Brian Medawar, vücudun organı reddetme sebebinin bağışıklık sistemi ile ilgili olduğunu yazmış ve bu tespiti ile Tıp Nobel Ödülü almıştır.

İlk ölümle sonuçlanmayan başarılı böbrek nakli, 1954 yılında Şikago’da Dr. Joseph Murray tarafından yapıldı. Nakil yapılan kişiler birbirinin tek yumurta ikizi olduğu için vücut organı reddetmedi ve hasta hayatta kaldı.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI