17-25 Aralık sonrası ayrışma başladı. Ak’la ,Kara birbirinden ayrılmaya başladı.
Bu tarihten sonra yazdığım yazılar hala gazetelerin internet sayfalarında mevcut. Onlarca, makale yazdım. İhanetten bahsettim. AK Parti içerisinde mevki, makam sahibi olan kimilerinin, Erdoğan’ın güttüğü kutlu davaya asla inanmadığını, kutsadıkları tek değer yargısının kendi çıkarları olduğunu defaten yazdım.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da, halkın beklentilerinin aksine, burjuva ve lünpen tiplerin yetki ve makamlara getirilmesi, Erdoğan ile halkın arasında set oluşturmaya yönelik maksatlı bir girişimdi. Hassaten bu bölgelerde, 7 Haziran ve 1 Kasım’da yaşanan oy kayıpları asla tesadüf değildir.
Reis’i anlamayan, destek dendiği zaman çılgınca alkışlamaktan başka bir şey bilmeyen “Şakşak”çılardan medet uman bir zihniyet sakat bir mantığa sahiptir. Bir dönem Bakanlık yapan, Milletvekilliği yapan, ancak daha sonra herhangi bir sebepten dolayı kızağa çekilen zatların, nasıl da “Hasımane” bir tutum içerisine girerek, en azılı Tayyip düşmanı olduğunu hep birlikte gördük. Birçokları şaşırmıştı, ama ben şaşırmadım, çünki, eğri bir cetvelden doğru çizgi çıkmayacağını adım gibi biliyordum.
Dün bir konuşmasında “Biliyorum yalnızım ama mücadelemi sürdüreceğim” Diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözünü ettiği yalnızlık elbette “Bürokratik” Yalnızlıktı.
14 Yıldan bu yana ülkeyi tek başına yönetecek kuvvet ve kudret potansiyeline sahip olmuş, halkın yarısından çoğunun oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçilmiş ve şahsı üzerinde oynanmak istenen tüm tuzaklara rağmen, dimdik ayakta kalabilmiş, bugün dahi seçim olsa fazlasıyla oy alarak seçilmeye ma’tuf bir Liderin yalnızlıktan bahsetmesi tuhaf gelebilir. Ancak çok gerçekçi ve can yakıcıdır.
Bu sözler en fazla da AK Parti üst yönetiminin canını yakmalı ve sıkmalıdır canını! Bugün mevki ve makamlarda caka satan kudretliler tüm “Adamlıklarını” ve sahip oldukları bütün unvan’larını, Başkan Tayyip Erdoğan’a borçludurlar. Hal böyle iken Reise bu yalnızlık algısını hissettiren zevat utanmalıdır ve kahrolmalıdırlar!
Ve fakat, bu zevatın utanma duyularının olmadığını bir kez daha belirtmek isterim. Tüm kutsallarını kendileri ve en yakınlarının terfi ve yükselişlerinde gören, vatan dendiği vakit akıllarına gelen ilk şeyin sahip oldukları gayrimenkuller ve kendi “İkbal” Kaygıları olan bu güruh asla utanmadı, utanmaz ve utanmayacaklardır!!!
Hassaten, AK Parti’ye oy veren “Reis sever” camia, AK Parti Genel Merkezinin, gerek yerel yönetimler ve gerekse Milletvekili tercihlerinden asla memnun değiller, olmadılar. Bunun birçok sosyal ve siyasal sebepleri var, ancak en bariz olanı şu ki, Başkan Erdoğan’ın sahip olduğu vizyon, bu kitle tarafından gayet iyi anlaşıldı. Halk bu vizyonun sahibi olan Erdoğan’ın sesine kod’landı ve o sesin çağrısıyla Milyonlar bir anda sokaklara, meydanlara dökülerek, tanklara kafa, uçaklara tekme savurdu.
İşte bu kitle, AK Parti Merkezinin “ Alın işte sizin Belediye Başkanlarınız ve dahi Milletvekilleriniz bunlar. Bunlar yönetecek gayri sizi” Diyerek önlerine konulan adamları ne yüreklerine ve ne de vicdanlarına sindiremedi. Lakin çaresiz destekledi, yani kerhen!
Ramazan iftarlarında fabrika işçisi Hasan dayının sofrasında bağdaş kurarak iftar edecek kadar mütevazi, aniden konvoyu durdurup “ Yahu şurada bizim Şerife teyze vardı, uğrayıp bir çayını içelim” Diyecek kadar “ Halkçı” bir Başkanı tanıyan ve seven halk, önüne konulan vekil, mekil, Başkan, maşkan ların tipine, duruşuna bakar bakmaz anladı vaziyeti. Genellikle “İşadamı” kılıklı milyoner çocuklarından mütevellit bir yönetim kadrosu elbette halkı anlayamazdı ve anlamadılar.
Adamların ne kıçı soğuk görüp üşümüşler ne açlık bilirler. Hayatları boyunca bir kez olsun ne elektriği kesilmiş ne susuz kalıp camiden eve su çekmişler…!
Reis kendisini yalnız hissediyor. Neden?
Reis halktan bir babanın çocuğu. Çocukluk ve gençlik yıllarında, üşümüş, yaya yürümüş, çalışmış, mahallede top oynamış, bazen cep harçlığı bulamamış. Hülasa halk ne ise o imiş Reis!
Halkın mesajı var Reis’e! “ Eseflenme! Seni yalnız bırakanları ilk fırsatta yalnız bırakacağız! Onları kendi değerleri ve kutsallarıyla baş başa, büyük bir yalnızlığa gark edeceğiz. Sen asla yalnız değilsin Reis! Milyonlar hatta yüz milyonlarca kalpte sen varsın! Senin kutlu davan var. Ve sana inanmış, senin yoluna baş koymuş nice yiğitler, senin iki dudağın arasından çıkacak bir çift söze baş verirler, can verirler…!
Asla yalnız değilsin ve sen mahzun da olmayacaksın “ Koca Reis”…