USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

MERHABA

06-01-2016

Kabul etmek gerekir ki, bir gazetede köşe yazmak, mektup yazmaya benzemiyor.

Yazarken her zaman aynı havayı yakalamak da mümkün olmuyor.

Bazen yazının tamamını bir solukta yazıyorsunuz, bazen bir paragrafa bir saat ayırsanız yetmiyor.

Belki bu biraz da benimle ilgili bir şey…

En uygun cümleyi bulmak, en yapıcı ifadeyi seçmek, kırmamak ve dökmemek gibi bir dert yoksa yazı yazmak kolay!

Vur bel altından gitsin!

Eğri gördüğünüz duvara bir tekme vurur yıkarsınız.

Önünüze gelene sallarsınız!

Bundan kolayı da yok.

Dedim ya, insanın günü gününü tutmuyor.

Sağa sola “çattın mı” senden iyisi yoktur. O gün telefonla arayanların da sayısı artar!

Üstelik “Şunu da yaz, bunu da yaz” gibisinden teklifler bile gelir!

Gaza gelirsen çizgi falan kalmaz!

Taraf olmazsanız, taraftarınız da olmaz!

Derdim, ne taraftar edinmek, ne de daha fazla eleştiri almak veya pohpohlanmak…

Eleştirinin hiçbir türünden de rahatsız olmam. Derdim, bu ülkenin bir ferdi olarak, bu ülkeye hizmet etmek.

Aklım yettiğince her türlü çözüme katkı sağlamak.

Derdim, toplumsal birlik ve beraberliğimize zarar verecek her türlü düşünceden, içinde çözüm olmayan her türlü eleştiriden, yeniden imar olmayan her türlü yıkımdan uzak, işime devam etmek.

 

Teşekkür

Uzun bir giriş oldu...

Tıpkı uzun zamandır köşe yazmadığım gibi...

Öncelikle gazetesinin sayfalarını bana açan Hakimiyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Gaziantep Medya Platformu Yönetimi'nde birlikte çalışmaktan onur duyduğum Bekir Sacit Kocaman'a teşekkür ediyorum.

Bundan sonra elim erdiğince, vaktim yettiğince sizlerle birlikte olacağım.

Tabi siz değerli okuyucularımızın da katkısına ihtiyacım olacak.

 

Ameleyim!

Yukarıda da yazdım ya hani girişte...

Köşe yazmak mektup yazmaya benzemiyor.

Düşünmek gerekiyor, araştırmak gerekiyor vs...

Çoğu zaman görev icabı şehirdışına gidiyoruz. Ha bu arada ben A Haber, ATV ve A Spor'un bölge müdürüyüm. Resmiyeti böyle... Gayriresmi unvan ise muhabir, amele!

Bu mesleğin her türlü aşamasını yutmuşluğum vardır. Ama yine de öğreneceğim, öğrenmekte olduğum ve eksik kalan yanlarım da vardır.

 

Gaziantep'in karla imtihanı

Sabak kalkar kalkmaz ilk işim internetteki haber sitelerini gezmek olur.

Bayılıyorum ben bu teknolojiye! “Bir tıkla” öğrenilemeyecek haber yok dünyada…

Gaziantep'in bir numaralı gündem maddesi ise kar... Karla mücadele... Daha doğrusu karla mücadele edememe! Senenin 4-5 ayı kar gören ve mücadele eden bir Afyonkarahisarlı olarak aslında söyleyeceğim çok şey var. Ama araçlar yolda kalmış, yollar kapanmış, belediyeler çalışıyormuş, çalışmıyormuş konularına girmeyeceğim!

Dedim ya teknolojiye olan baygınlığımı…

Kalktım karla ilgili birkaç bilgi buldum.

Okudukça okuyasım geldi.

Bazen böyle bir habere taktım mı takarım.

İnciğini cinciğini merak ederim!

 

Faydalı bilgiler!

25 santimetrelik bir kar yağışı sırasında 0.18 metrekarelik bir sahada bir milyondan fazla kar tanesi oluyormuş.

İnsanların parmak izleri gibi, hiçbir kar kristali bir diğerinin aynısı değilmiş.

Şimdiye kadar kar tanecikleri arasında, aynı büyüklükte ve şekilde, aynı sayıda su molekülü içeren iki kristal bulunamamış.
Çok sayıda kar kristal çeşidi olmasına rağmen hepsi altı köşeliymiş.

Bir kar tanesi 200’den fazla buz kristalinden oluşan kristaller kümesiymiş.

Kar kristalleri gerçekte mükemmel bir düzen içinde şekillenmiş su moleküllerinden oluşurmuş.

Varsın içim titresin bu soğukta…

Bir yıldır Gaziantep'teyim. Ben kar yağışını özlemişim… Karda yürümeyi ve kartopu oynamayı özlemişim.

Sonunun nereye varacağını bilmeden köşe yazmayı özlemişim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?