Son birkaç gündür Diyanet İşleri Başkanlığı hedefte… Sebebi ise internet üzerinden sorulan “Öz kızını öperken şehvet duymanın nikâha etkisi olur mu?” sorusu…
Bre ahlaksızlar, bre gafiller, bre cahiller!
Diyanet’in “İnsanın öz kızı helaldir” veya haşa, “Öz kızınıza ‘sulanabilirsiniz’” diye bir fetvası mı var?
Ayrıca böyle bir din mi var?
Gayet sistematik bir şekilde algı operasyonu yürütülüyor, anlamıyor musunuz?
Diyanet’e saldıranlar kimler?
Her gün asker ve polisimizi şehit eden, ezanı susturmaya çalışan, camileri ateşe veren PKK…
Sol ve ulusalcı internet siteleri…
Milletin yatak odasını röntgenleyip, kişi ve kurumlara birbirinden ahlaksız iftiralar atıp, kumpas kurup bu güzelim ülkeyi bölmeye çalışan paralelciler…
Dağda “harem” kuran bölücüler, Cuma namazını yargıya taşıyan sol ve ulusalcılar ile yatak odalarını röntgenleyen paralelciler ahlak abidesi kesildi bir anda başımıza!
Bir zamanlar Cübbeli Ahmet Hoca’ya “kadın pazarlıyor”, Nihat Hatipoğlu’na “Otel mafyası veya kaçak otel katı” ve bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na “hırsız” damgası vurmaya çalışanlar, şimdi de Diyanet’e saldırıyor.
Az ötede oynayın!
UZMANLIK
Türkiye’de en kolay şey, bir şeyin uzmanını bulmaktır.
Depremde, sel baskınında, sınır ötesi harekâtta, Ortadoğu sorununda, terörle mücadelede, savaşta, uçak kazasında, tren kazasında, kuş gribinde vs. ekranlar uzmandan geçilmez.
18 yıldır gazeteciyim.
Ama ben bunca yıldır, askerlik dönemlerimden Erol Uzman Çavuş’tan başkasını tanımam! Çünkü o benim askerlik yaptığım Bitlis-Tatvan 6. Zırhlı Tugayı Destek Kıtaları Komutanlığı Ulaştırma Takımı’nın uzman çavuşuydu!
Bizde sadece bilir bilmez birisini bulmak ve isminin önüne uzmanı “kondurmak” önemlidir. Ne dediğinin o kadar önemi yoktur.
DEPREM İNSANI ÖLDÜRMEZ!
Gündemde ne var? PKK, PYD, DAEŞ ve PKK ile mücadele… Envayi çeşit uzman ekranlara çıkar. Kimisi “Suriye’ye girelim”, kimisi “girmeyelim” der. Herkes anca oturduğu yerden atıp tutar. Bazen söylediklerine kendilerinin bile inanası gelmez.
Gündemde ne var? Kurban Bayramı... “Tavuktan kurban olur mu?” tartışmaları yapılır hemen…
Deprem uzmanlarının çoğunun söylediği de aynıdır. Baktılar gündemden uzak kalıyorlar. Hemen bir balon uçururlar “İstanbul’da büyük deprem olacak” diye. Bizim meslektaşlarımız da “sazan” gibi atlarlar bu işe...
Kimisinin de klişe olmuş sözleri vardır; “İnsanı deprem değil, çürük binalar ve cehalet öldürür.”
Kusura bakmayın ama bunu, benim ilkokul 1. sınıfa giden oğlum Ayberk bile biliyor artık!
KOKOREÇ YOKSA AB DE YOK!
Kuş gribinde de öyle olmadı mı? Bir kısım uzman, “Yiyin, tehlike geçti” dedi, bazıları “Yemeyin, tavukçuluk sektörüne darbe vurmamak için öyle diyorlar” diye yalanladı.
Kimisi ise akşam haberlerinde çıkan adamın, “Size ne? Ölecek olan ben değil miyim?” isyanını “cahil insan” sıfatına sokup kurtuldu.
Birinin “ak” dediğine öteki “kara” dedi, yalanladı. Sırf diğerinden farklı bir şey yapmak uğruna…
Biz de “Aslında öyle değilmiş” fikir çatışmalarına girip, “Bize bir şey olmaz” kara mizahını, üçüncü bir ortak haber anlayışı olarak önlerine sunuyoruz.
Ne yazık ki biz, Avrupa Birliği’ni kokoreç yasağından ibaret sananlar olarak kalacağız.
Deprem uzmanlarına, “Hani İstanbul’da deprem olacaktı?”, kuş gribi uzmanlarına “Hani kuş gribi öldürmezdi?”, ‘sinir ötesi’ uzmanlarına “Hani Türkiye Suriye’ye girecekti?” diye sormak aklımıza gelmeyecek.
Kızmayın bana ama bu balık hafızamızla biz her şeyi yeri geldiğinde unutmaya mahkûmuz!
ÖZELEŞTİRİ…
Bu konularda biz medya mensuplarının günahı yok mu? Elbette var… Özeleştiri de yapmak gerekiyor.
Doktorlar hastalarından, yolcular minibüsçülerden, bazı okurlar yazarlardan, bazı vatandaşlar hava kirliliğinden, bazıları gazetecilerden, bazıları da ülkenin gidişatından şikâyet eder. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Ben de bizim mesleğe kalıcı bir eser bırakmak için 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün de önemine binaen neler yaptığımızı anlatayım.
Hep söylerim…
Bana göre yeryüzündeki varlıklar 3’e ayrılır; “İnsanlar, hayvanlar ve gazeteciler”...
Bakın biz neler yapıyoruz...
BİZE SORUN, HALLEDERİZ!
- Eğer bizi otobüste, trende, uçakta, vapurda veya herhangi bir yerde görürseniz, muhakkak bir soru sorun. Bizim dünyada en zevk aldığımız şey budur!
- Gazeteciler dünyadaki bütün gelişmeleri bilmek zorundadır. Magazin muhabirine Ortadoğu sorununu, spor muhabirine ülkedeki ekonomik istikrarı, ekonomi muhabirine de Gaziantepspor’un gidişatını rahatça sorabilirsiniz. “Uzmanlık alanı” diye bir palavra, cahil gazetecilerin uydurmasıdır!
- Bir hastalıkla ilgili haber görürseniz, doktorun irtibat telefonlarını bizden isteyin. Çünkü biz haber yaptığımız insanların aynı zamanda sekreterliğini de yaparız!
- Başka gazetelerin telefonunu da bizden isteyebilirsiniz. Biz aynı zamanda 11811 Bilinmeyen Numaralar taklidini de yapabiliyoruz!
- Bir yakınınız veya arkadaşınızın işi mi var? Getirin bize. Elimiz kolumuz uzundur, çevremiz geniştir. Birkaç telefonla hallederiz!
- “Özel haber” klişesiyle yayınlanan haberlerden her zaman kuşku duyun. “Bu haberi başka gazetede göremedim. Yalan haber mi yoksa” diye sorun!
- Bizi iyi bir haber, iyi bir yorum, iyi bir fotoğraf için takdir etmeyin. Biz zaten bunun için varız. Bize bu yüzden maaş veriyorlar!
Çarşamba günü görüşmek ümidiyle…
Sağlıklı kalın…
