Her fırsatta insan haklarından dem vuran batı ülkeleri Ortadoğu konusunda hiç samimi değil!
Her yıl dünyanın dört bir yanında özellikle Müslümanlar’a yapılan toplu katliamlar, asimilasyonlar ve sürgünler yaşanıyor.
Fakat ne hikmetse batı “gribe yakalanmış gibi” anlaşılmaz cümlelerle olaylara kısmi tepkiler veriyor.
***
Burada hemen akla şu soru geliyor. Müslümanlar’a yönelik katliamlar acaba bir soykırım olarak değerlendirilebilir mi?
Sadece ABD-NATO savaşlarında 4 milyon Müslüman öldü. Buna soykırım diyebilir miyiz?
Sözüm ona ‘modern batı’nın Ortadoğu’daki savaşlarının bilançosunu tam olarak bilmek mümkün değil! Ama bir gerçek var ki, ölenler Müslüman!
***
Şimdi bu durumda ABD ve onun müttefiklerini soykırımla suçlamak adil olur mu?
Irak ve Afganistan savaşlarında ABD sadece milyonları öldürmedi, sağlıklı ve refah bir yaşam için gerekli olan o ülkelerdeki alt yapıyı sistematik olarak yok etti.
Bundan başka Irak savaşı sonrası işkence ve cinsel istismar yapıldığına dair her türlü kanıt da mevcut...
Bu konuda sadece Ebu Gureyb de yaşananlara bakmak yeterli… Guantamano’daki sistematik işkenceyi de bilmeyen kalmadı.
***
Amerika, Irak ve Suriye’deki direniş gruplarını silahlandırıp, DAEŞ’in oluşumunu destekleyerek bölgede istikrarsızlığa ve ölümlere daha fazla katkı sağlamış olabilir.
Böyle bir kanaate varmak için bu örgütü ortaya çıkaran şartları ve arka planını biraz incelemek yeterli...
Bu örgütün en çok kime zarar verdiği ilk günden belli… Örgüt, İslam’ın bağrına adeta saplanmış bir hançer gibi duruyor!
Müslümanlar’ın bu işten kazançlı çıktığını söylemek ise karanlıkta körebe oynamaktan başka bir şey değil...