GAZİANTEP KÜLTÜRLERİ

Bahar YILDIRIM

3 yıl önce

Bir Barak Kültürü Olan Dövme: Dövüm

Gaziantep’in Barak Ovası içerisindeki Teketaşı Köyü’nde hayatını sürdüren Dursun ninemizin dövmelerini görüp, hakkında bilgi edinmek için ziyarette bulunduk. Tatlı sohbetlerimizin eşliğinde dövmeleri hakkında bilgi aldık.Neden ve nasıl yapıldığı konusuna geldiğimize bakarsak, eskiden kızlar ve erkekler ergenliğinde sarık taktığı için kız mı erkek mi belli olsun diye dövme yapılarlarmış. Bazıları ise güzellik açısından yaptırırmış. Genellikle 8 ile 12 yaş arasında yapılırmış. Gün geçtikçe dövmelere rağbet dini sebeplerle azalmış bu köyde.

Dövmenin hazırlanış aşaması bile çok ilginç. Odanın bir köşesinde sürekli yanan lambadan duvara bulaşan isi kazıyarak, içine kız çocuğu emziren annenin sütünü ekleyerek özel bir karışım elde ediyor ve bir iğne ile bu karışım dövme nereye yapılacaksa iğne ile vurarak derinin altına enjekte ediliyormuş. Kız çocuğu emziren anne sütü kullanılmasının nedeni ise dövmenin ölünceye kadar kalıcı olarak kalmasıymış.

Dövümler yapılırken hissedilen acının fazla olduğunu özellikle de yüzlerine yapıldığında daha fazla acı hissettiklerini belirtti ninemiz.

Dövmelerin şekillerinin anlamlarını konusuna geldiğimizde, yaşı nedeniyle anlamlarını fazla hatırlamayan ninemiz, şekillerinin belli bir nedeni olmadığını kadınların süsü ve takısı olduğunu söyledi. **

Çanakkale cephesinde Gaziantepli zanaatkar bir kahraman: Tüfekçi Yusuf18 Mart 1915, Türk tarihinde bir askeri ve siyasi başarı olmaktan öte inanç, azim ve yiğitlikle örülmüş bir destanın yaradılış tarihidir. Gözünü kırpmadan canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Türkiye’nin her yerinden genç delikanlıların destanlar yazdığı Çanakkale cephesinde, Antep’imizin yiğit gençleri de Çanakkale’nin yolunu tutar. Biri de Yusuf’tur.

Yusuf’da anasıyla vedalaşır, bir süre cephede savaşır, ayağından yaralanır. Yusuf maharetli bir zannaatkardır, cephe gerisinde çalışacak usta arandığında o başvurmak istemez çünkü savaşarak gerekirse canını vermek istemektedir. Kendi deyimiyle bir arkadaşı onu gammazlar ve Zeytinburnu silah fabrikasına denenmek için gönderilir. Cam nir sürahiye pirinç bir kapağı ustalıkla monte ettiğinde fabrika müdürü hiddetle tokat atar Yusuf Usta’ya büyük yeteceğini daha önce bildirmediğine sinirlenerek. Nitekim , Yusuf burada bütün teçhizat ,silah ve mühimmat ile bunların imalinden bakımından tamirine kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenir. Boyu haddinden fazla uzun olan osmanlı süngülerini kısaltmak için izin ister. cephede uzun ve kalın olan bu süngüler yüzünden çok zayiat verildiğini söyler .sonunda verilen izinle bir miktar tüfeğin süngülerini kısaltır ve inceltir. bu tüfeklerin dağıltıldığı alayda o gün asker zayiatı neredeyse yarı yarıya azalır. bunun üzerine hemen tüm tüfeklerin süngüleri, tüfekçi yusuf modeliyle kısaltılıp inceltilir. Birçok asker bu kullanılması son derece pratik ve hafif süngüler sayesinde ölümden kurtulur. Böylece, önce Çanakkale ve ardından da Antep savunması için üstün bir deha yetişmiş olur. Cepheden döndüğünde üzüntüden kaybettiği anasına kavuşamasa da Çanakkale’de bir destan yazılmış ve vatan kurtulmuştur. Antepli zanaatkar Yusuf usta’nın elinden çıkan ve düşmana ölüm kusturan tüfeklerede “Yıldırım Yusuf” adı verilmiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI