USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

FIRAT YILMAZ ÇAKIROGLU

21-02-2024

Barıs ve Savas. Birbirinin zıttı ama birbirine pek de uzak olmayan iki kelime. Kimisi savası romantiklestirerek kamuoyunu konsolide eder, kimisi de barısı romantiklestirerek. Ben savas romantiklerinden ziyade barıs romantiklerinden korkarım. Barısın romantikligi mi olur diyeceksiniz. Eger yapacagınız barıs samimi olmazsa, erdemli olmazsa, karsınızda erdemli kisiler olmazsa ; "ne olursa olsun barıs" düsturuyla yapıldıysa o barıs çok daha büyük bir savasın hazırlayıcısı olur. Örnegin birinci cihan harbi sonunda Almanya ile Itilaf Devletleri arasında imzalanan ve adına "barıs anlasması" denilen Versay, ikinci cihan harbinin en büyük hazırlayıcısı olmustur. Çünkü samimi ve erdemlice yapılmıs bir barıs degildi.

Tarih 20 Subat 2015, yer Ege Üniversitesi. Adına "çözüm" denilen süreç ; terör örgütü üyelerinin ve sevicilerinin sokaklarda, meydanlarda, kampüslerde rahatça gezebilmelerini saglamıs hatta birçok üniversite terör kampına dönmüstü. Ege Üniversitesi de bunlardan birisiydi. Ögrenciler amfilerinde rahatça derslerine giremiyor, kantinlerinde oturup iki çay içemiyordu. Kampüsün içine yuvalanan teröristler kamu mallarına zarar veriyor, duvarlara terör örgütü sloganları yazıyor hatta derslik ve kantinlerdeki Türk bayragı ile Atatürk portlerini indiriyorlardı. (Bunların hepsi mahkeme kayıtlarına geçmistir.) Acı olan ise bu duruma basta üniversitenin rektörü olmak üzere hiçbir güvenlik görevlisinin sesini çıkarmamasıydı. Hal böyle iken bir grup vatanperver genç, kendileri ve arkadaslarını için sorumluluk almaktan kaçınmamıs ve kampüs içinde teröristlerle mücadele etmeye çalısmıslardır. Bu mücadelenin basını egitim fakültesinin bölüm birincisi, Fırat Yılmaz ÇAKIROGLU üstlendi.

21 Mart 2014. Ege Üniversitesinin Bornova yerleskesinde "nevruz " adı altında terör pankartlarıyla ve sloganlarıyla kutlama yapılmıs, dönemin rektörü yine sesini çıkarmayınca Fırat Yılmaz ÇAKIROGLU ve arkadasları üniversitedeki tüm Atatürkçü milliyetçi ögrenci kollarını organize ederek bir "bayrak" yürüyüsü düzenleme kararı vermisler. Bu yürüyüste teröristler tarafından açık saldırılarak ve açık hedef gösterilerek ölüm tehdidi alan Fırat ; üniversite yönetimine, emniyete "can güvenligim yok, anayasal egitim hakkım elimden alınıyor" diye basvuruda bulundu. Ancak hiçbir sorusturma, destek saglanmadı. Dahası Fırat'a 6 ay okuldan uzaklastırma cezası verdiler. Bu disiplin cezası sonrası gazeteci Batuhan ÇOLAK ile yaptıgı telefon görüsmesinde "PKK'lılara yapmadıklarını bize yapıyorlar, ama bunu da asarız" demisti. Fırat'ın okulunu bitirmesine çok kısa bir zaman kalmıstı. Tarih bölümünün birincisiydi, bölümde kalarak akademisyen olacaktı.

20 Subat 2015 tarihinde okula formasyon kagıdını imzalatmak için gittiginde kendisine kurulan tuzaktan habersizdi. Fırat, kampüs alanına giris yaptıgında dönemin güvenlik sefi, PKK'lı gruba haber vererek "Fırat okula giris yaptı" bilgisi veriyordu.

Fakülteden çıktıgında kalabalık bir grup Fırat'ı taslamaya basladı. Fırat, grup tarafından bir kafeteryaya dogru çekildi.Nurullah Semo isimli PKK'lı, daha önceden kafeteryadaki buzdolabının üzerine sakladıgı 2 bıçagı alarak, Çakıroglu'na saldırmaya basladı. Fırat'ı yıkamadı, hatta kendisi kaçarak oradan uzaklastı. Ancak bıçak darbeleri Fırat'a çoktan gelmisti.Üniversite senatosu ise skandal bir açıklama yaparak "Bir ögrencinin ölümünden derin üzüntü duyduk" dedi.

Dönemin medya organlarının neredeyse tamamı "Sag-sol çatısmasında bir ögrenci öldü" baslıkları attı. Bazı yazarlar ise katili masumlastırmak için "Saz çalardı" yazdılar...

Katil ömür boyu hapis cezası aldı, dönemin rektörü Fırat Çakıroglu'nun sehit edilmesinde ihmal ve kusurlu bulunarak 20 bin TL ceza aldı. Fırat'ı hedef gösterenler, kolektifler gibi yargılanmadı bile. Yani Fırat'ı hep beraber öldürenlerden yalnızca bıçagı saplayan cezasını aldı.Günümüz itibariyle, Ege Üniversitesi'nde PKK tamamen tükendi. Fırat canıyla tarih yazarken, görevlerini ihmal edenler, kulaklarını tıkayanlara açıkçası hiçbir sey olmadı. Katil tek kisi gibi gösterilerek onlarca PKK'lı aklandı. Fırat'ı sehit eden kisinin PKK mensubu oldugu ve Kandil'de egitim aldıgı ortaya çıktı. Mahkeme kayıtlarına da böyle geçti. Ancak Fırat hâlâ "Sehit" statüsünde degil...

Bu yazının amacı bir sehidi anmaktan ziyade o sehidin serüvenini kısaca anlatmaktı. Zira anmakta çok iyi, anlamakta pek zayıf bir milletiz. Idealleri olan, sehit edilmeseydi bugün bir akademisyen olarak görecegimiz Fırat, verdigi mücadele ve ölümüyle kendinden sonraki gençlere çok daha temiz bir üniversite ortamı bıraktı. O yüzdendir ki " selam sana yılları heba olan genç" diyoruz. Ve onun ardından vatanperver her Türk gencinin akademik anlamda bir yerlere gelip onun "asıl" davasını sürdürmesi boyunlarının borcudur.

Tekrardan ; selam sana ey yılları heba olan genç, sehidim...

Av. Faruk POLAT

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?