USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DEPREM SONRASI EN ÇOK SORULAN SORULAR

17-11-2023

6 Subat 2022'de yasadıgımız elem felaket ve sonrası süreçte yarattıgı tahribat beraberinde insanlara birçok konuda uyusmazlık alanı yarattı. Insanlar da haliyle bu uyusmazlıkların çözümü için mahkemelere basvurdu. Bu yazının temelini deprem sonrası süreçte en çok karsılastıgımız sorular ve cevapları olusturacaktır. Bu sorulara baslamadan deginilmesi gereken bir konu vardır ki; bu yasadıgımız felaket benzeri tarihte tekerrür etmemis bir olay oldugu için insanların karsılastıkları uyusmazlıkların çogunda daha önceden verilmis bir emsal karar yoktur ve özellikle avukatlar tarafından müvekkillerine kesin veya kesine yakın bir sözün verilmemesi gayet dogaldır. Zira çogu konuda önümüzdeki birkaç ayda verilecek kararlar emsal kararları olusturacaktır.

Yıkım Kararı Verilmis Evime Karsı Nasıl Bir Hukuki Yola Basvurabilirim ?

Çevre ve Sehircilik Bakanlıgı, yapılan incelemeler sonucunda agır hasarlı raporu verilen binalara yıkım kararları verdi. Bu kararın muhatabı olan malikler idare mahkemelerinde bir iptal davası açmalıdırlar. Lakin yargıya basvurmadan önce bir mecburi itiraz süreci vardır. Idare hukukunda, ihtilafa taraf idareye süresi içinde itiraz etmeden direkt iptal davası açılmasına terminolojide " idari yargı tecavüzü" denmektedir. Yani Çevre ve Sehircilik Bakanlıgı'na itiraz edip, verilen ret cevabında veyahut 30 gün içinde verilmeyen cevabı bir ret sayarak bu tarihten itibaren 60 gün içerisinde " yürütmeyi durdurma talepli iptal davası" açarak verilen yıkım kararını dava açılabilir.

Orta Hasarlı Raporu Verilen Binayı Az Hasarlıya Çevirmek Için Ne Yapabilirim ?

Bu davayı açmak için de yukarıda bahsedilen usül kullanılır. Lakin burada isin teknik kısmında bazı karısıklıklar vardır. Van depremi sonrasında benzer taleplerle açılan davalarda verilen emsal kararlara bakıldıgında, idare mahkemeleri binalara verilen hasar durumunun degistirilmesi talebiyle açılan iptal davalarını usulden reddediyor. Bunun sebebinde de idare mahkemesi yıkım, hak sahipligi gibi bir asıl islem için bana gelebilirsin, o asıl isleme hazırlayan bir islem olan hasar durumunu ben iptal davasının konusu yapmam diyor. Yani henüz yıkım kararı verilmemis orta hasarlı bir binayı az hasarlıya çevirmek için iptal davası açmanın sonucu muhtemelen usulden ret olacaktır.

Kanaatimce, idare mahkemesinin bu uygulaması pek dogru degildir. Zira yıkım kararı verilmese dahi oturum izni olmadıgı için evlerine geçip oturamayan ve bundan dolayı magdur olan insanlar, basvurabilecekleri en dogru adres olan idare mahkemeleri tarafından uyusmazlıkları incelenmeden reddedilmesi sonucunda hukuk karsısında çaresiz kalmaktadırlar. Bu konuda idare mahkemeleri madem bir "asıl islem talebi dolayısıyla hasar tespitinin yeniden degerlendirilmesi" sartını arıyor, o halde dava açılırken örnegin " binanın dogal gaz ve elektriginin kesilmesi isleminin iptali ve hasar tespitinin yeniden yapılması" gerekçesiyle bu dava açılabilir. Sonuç olarak bir binanın elektriginin ya da dogal gazının kesilmesi de idarenin yaptıgı bir islem olup bu islem iptal edilmeye muktedirdir ve bu asıl isleme hazırlayan bir ön islem olan binanın hasar durumu tespiti meselesi vardır.

Dask Meselesi...

Dask ödeme yaparken poliçesi 25 Kasım'dan önce olanlara metre karesi 1508 TL'den, 25 Kasım'dan sonra olanlara 3016 TL'den ödeme yapmıstır. Sigorta Tahkim Komisyonu bir karar verdi geçenlerde. Sigorta Tahkim Komisyonu tavsiye niteliginde bir karar verdi geçenlerde. Bu kararda özetle agır hasarlı ve yıkılan binalarda 25 Kasım öncesi/sonrası sartı aranmaksızın metre karesi 3016 TL'den ödeme yapacaksın diyor. Bu karar haliyle 1508 TL üzerinden ödeme alan insanları harekete geçirdi. Bu konuda usul de söyledir : eger uyusmazlıga sebep bedel 66 bin liranın altında ise önce tüketici hakem heyetine basvuruda bulunulmalı, akabinde tüketici mahkemelerinde dava açmadan önce bir dava sartı olan zorunlu arabuluculuk basvurusunda bulunulmalı, ardından tüketici mahkemesinde dava açılmalıdır. 66 bin TL'nin üstündeki bedeller için tüketici hakem heyetine basvurulmadan direkt arabuluculuk basvurusu ile sürece baslanılmalıdır.

Ezcümle ; deprem insanlarda büyük bir yıkım yaratırken bunun bir nebze tahribatı konusunda hukuk insanlara ısık olabilecektir. Lakin gözlemlerim, hakimlerin sorumluluktan kaçtıgı yönündedir. Zira örnegin az hasarlı oldugu asikar olan bir bina, hakimler tarafından ilerde olusabilecek bir riskin kendilerinde sorumluluk yaratabilecegi düsüncesiyle daha önce verilmis hasar durumuna hiç karısılmadan aynen devam ettirilmesi kararı veriliyor. Bu konuda su ana kadar magduriyete ugramıs binlerce insan varken, önümüzdeki davalar için verilecek kararların sadece uzman raporlarına ve hukuka/hakkaniyete göre verilmesi temennisiyle...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?