Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gaziantep İl Müdürlüğü'nün "Sertifika Töreni"ni izlemek üzere İl Müdürü dostum Mehmet Karayılan tarafından davet edildim. Kalabalık bir davetli kitlesi ve bürokrasinin üst düzeyde temsil edildiği toplantıya, AK Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Miletvekili Abdülhamit Gül, Gaziantep Valisi, AK Parti İl Başkanı Eyüp Özkeçeci ve bazı Milletvekilleri de iştirak etmişlerdi. Sayın Gül ile ayaküstü kısa bir selamlama sohbetimiz oldu. Başkan Özkeçeci yeni gözlüklerimin çok yakıştığını söylediğinde kişisel egom hayli tavan yaptı doğrusu...
Toplantı da tarım ve sulama teknikleriyle ilgili ve özellikle "Antep fıstığı" ile alakalı hoş sunumlar yapıldı. Sinevizyon gösterimleriyle desteklenen toplantı gayet profesyonelce hazırlanmıştı. En ince detaylar bile düşünülerek yapılan toplantıda yaşlı bir çiftçi tarafından icra edilen mini "Kaval konseri" Hayli alkış aldı.
Bir kaç gün önce İl Müdürü Karayılan ile makamında sohbet etmiştik. Bir kaç bardak çay ve sohbet fırsatımız oldu. Tarımsal ve hayvancılık destek ve hibeleriyle öteden beri ilgilenirim. Zaman zaman bu proğramları eleştirmişliğim de vakidir. Zira bu tür teşviklerin genellikle finansman gücü yüksek kişi ya da kurumların faydalanacağı hususlar olduğunu düşünmekteyim. Bu eleştirel yaklaşımım elbette yerel değil, Hükümetin bu konuda ki genel politikasınadır.
Halkın tabanına daha yansıyabilir ve karşılık bulabileceği reel projeler sunması gerektiği yönünde düşünmekteyim ve bu konuda hala fikirlerim değişmiş değil. Mehmet bey azimli ve idealist bir bürokrat. Başında bulunduğu kurumu tam bir devlet adamı ciddiyetiyle temsil eden zeki ve kişisel yetenekleri üst seviyede bir arkadaşımız. Bu bağlamda kendisini yürekten kutluyorum ve hassaten başarılı lansman toplantısından dolayı da tebrik ediyorum.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
CHP'nin bol yalanlı ve zaman zaman iftiraya kadar uzanan kirli seçim çalışmaları hızla devam ederken, tüm bu yalan rüzgarlarına karşı doğruları ve etikleriyle mücadele eden AK Parti ve MHP, var gücüyle savaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sahada, sesi kısılıncaya kadar konuşması ve bu meselenin ülke meselesi olduğunu anlatmanın gayretiyle canhıraş bir mücadele vermesi "Evet" cephesi için örnek teşkil etmektedir. Gaziantep AK Parti yerel bazda çalışmalarını devam ettirmektedir ancak, daha önce defaten feveran ettiğim bir eksikliği maalesef gideremediler ya da ciddiye almadılar. Salon tipi toplantılar elbette yapılsın ve fakat, varoşlar ihmal edilmesin. Kardeşim! sen Parti binasında toplantı yapıyorsun! Belediyelerin kültür merkezlerinde seminerler yapıyorsun da kim geliyor bu bunlara? Partiye yakın amirler, memurlar ve senden olan Bürokratlar! E bunlar zaten oylarını evet verecekler ki! Asıl varoşlarda, caddelerde, kahvehanelerde, pazar yerlerinde ve çarşılarda, çalışan, gezen, tozan insanlara ulaşmalısınız.
Gerekiyorsa birebir diyalog kurmak için ekipler oluşturun ve bunlar evlere misafirliğe giderek anlatsınlar. Daha halkçı ve basit bir yaklaşımla insanlar evete ikna edilmelidir. Halka kolay ve anlaşılabilir bir sunum yapmalısınız. Burada asıl oylanan şeyin ülkenin ve coğrafyanın kaderi olduğu anlatılmalıdır. Maddeler üzerinden sosyal medya üzerinden yapılanların algı operasyonu olduğu izah edilmelidir. CHP ve Haçlı Batının terör örgütlerini yedeklerine alarak aynı safta cephe olduğunu anlatmalısınız. Bunu, takım elbiseli, gravatlılar değil, halkın içinden ve halkı anlayan kimseler yapmalı. Üstten bakan, jakoben zihinli burjuva tipte adamlar, faydadan çok zarar verir bilesiniz.
Öyle bir noktadayız ki, bu referandumun sonucu ya bağımsız ve özgür bir Türkiye olacak ya da Haçlı Batının tezgahlarından kurtulamayan, onlara göbeğinden bağlı bir Türkiye olacaktır. Ezcümle, vatanını seven her kesin sahada yer alması gerekmektedir. Gece gündüz mücadele etmeye mecburuz. Hiç kimsenin rahat koltuklarında oturma lüksü ve hakkı yoktur. Emin olunuz ki, Avrupa boşuna "Hayır" kampanyası yapmıyor! Ülkemizde ki "Hayır"cılar, eğer Batının bildiklerini bilselerdi, bırakın "Evet" demeyi, herkesin "Evet" demesi için sokak sokak gezerlerdi. Mesele bu kadar mühim ve gayret o kadar elzemdir.
Sosyal Medya üzerinden çok tehlikeli ve çirkin yalanlarla halkı kandırmaya çalışan CHP boş durmuyor. Terör örgütleri ve özellikle Haçlı Dünyası kendisini referandum sonrası için teyakkuzda bekletiyor. Papa'nın arkasına geçerek poz veren AB liderleri neden "Hayır" dediklerinin gayet farkındalar. Zira "Evet" Çıkması durumunda iki asırdan bu yana sömürdükleri ve narkoz vererek uyuttukları aslan uyanacak ve sadece Türkiye değil, topyekun Ortadoğu coğrafyası kafesten uçacaktır.
Avrupa bunu çok iyi bilmektedir. Ne var ki, ülkemizde hiç bir şeyden haberi olmayan saf vatandaşımız, Avrupa'nın yerli işbirlikçileri tarafından " Tek adam, Diktatör" gibi sloganlarla kandırılmaktadır. Biz vatanseverlere düşen görev ise bu alçakların tezgahını fikirlerimiz ve hakikatlerle darmadağın ederek, bu büyük kumpası yıkmak olmalıdır. Bu veçhile, göreviniz ve makamınız her ne ise, Milletvekili, Müdür, esnaf! Her ne iseniz sahaya çıkmak ve halka adam, adam anlatmak zorundasınız ve zorundayız.
Sefer bizim, zafer Allah'ındır...
