USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ARTIK BİRLİK ZAMANI!

24-04-2017

16 Nisan öncesini hatırlayalım. Küreseller, Kapitalistler, Emperyalistler, ABD, AB ve Türkiye muhalefetinden “Hayır” bloku içerisinde yer alan partilerin tümü, kampanya sloganlarını, değişikliği öngörülen maddeler üzerinden değil, sadece “Reis” üzerinden yürüttüler.

Erdoğan’ın diktatörlüğü ve “Tek adamlık” teziyle yürüdüler. Yürüdüler de ne oldu ve nereye kadar? Seçim sandıklarına kadar elbette! Demokrasilerin değişmez gerçeği seçmendir! Halktır yani. Kolayca manipüle edilebileceği sanılan halk, Batı ve onun yerli işbirlikçilerinin tüm medyatik ve ekonomik silahlarına rağmen, oyunu özgür iradesiyle kullanmış ve sandıktan çıkan sonuç ise “Evet” olarak tecelli etmiştir.

Oy pusulalarının mühürsüz olduğu iddiaları ve diğer feveranların tümü beyhudedir. Hakem düdüğünü çaldıktan sonra futbolcuların itirazı kabilinden bu çırpınışlar tabi ki sonucu değiştirmeyecektir. Başkan Erdoğan’ın dediği gibi “Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir”

Bu meyanda sular yavaş, yavaş çekilmeye başladı ve taşlar yerine oturmaya başladı. Seçimin hemen ardından sokağa çıkma çağrıları ve sine-i millet tehdidinde bulunan CHP ve avenesinde, nihayet sağduyu galip gelerek, “Sokağa çıkmayacaklarını ancak TBMM içerisinde yoğun muhalefet edeceklerini” söyleyiverdiler.

Aslında yapabilecekleri fazla bir şey yok idi zira, CHP’nin yapacağı fevrilikler elbette en çok kendisine ve bununla beraber Türk demokrasisine zarar verirdi. Bu konuda CHP içerisinde sağduyulu seslerin yükselişi de çok önemlidir. Bunlardan bir tanesi de, Eski Balyoz davası mağduru ve CHP Milletvekili Dursun Çiçek’in twitter hesabından “Artık Başkan’a saygı duyma zamanı, Başkan Erdoğan’ı selamlıyorum” paylaşımında bulunması oldu şüphesiz.

Yakın bir gelecekte bu tartışmalar bitecektir. İktidara yürümenin yolu sadece halkı ikna etmekten geçer. Türkiye’nin siyasal gerçeği budur artık. Milli iradenin dışında kalan seçenekler 16 Nisan ile birlikte geride kalmış ve Türkiye için yeni bir ”Milat” başlamıştır. Vesayet odaklarının tarihe gömüldüğü yeni bir hayata “Merhaba” demenin huzuru içerisinde uyanan halk sonuçtan gayet memnun dur. İşin aslına bakarsanız, düne kadar “Hayır” blokunda yer alan bir çok ları da bu sonuçtan memnundur.

Ayrıştırma, savaş, tehdit ve şiddet söylemleri bir tarafa bırakılmalıdır. Birliğin ve huzurun tesis edilmesi, hem ülkemiz ve hem de bölgemiz açısından hayati önem arz etmektedir. Türkiye’nin büyümesinden ve kalkınmasından rahatsızlık duyan çevreler duracaklar mı? Hayır! Su uyur, düşman uyumaz! Ne var ki, kendi içerisinde birliktelik oluşturmuş güçlü bir Türkiye’ye, bugün, dünden çok daha yakınız.

CHP ve diğer muhalefet partilerinin “Tek adam” ya da “Diktatör” yakıştırmaları ve bunun üzerinden korku yayma politikaları bitmelidir. Bilmeliler ki, Erdoğan ve AK Parti iktidara ne kadar yakın iseler, kendileri de o kadar yakındırlar. Yeter ki halkı inandırsınlar, halka güven versinler. Emin olun, CHP ve diğer muhalefet partilerinin Türk halkının değerleriyle barışması ve halkın dertleriyle dertlenmesi, kısaca “Türkiye” partisi olarak “Milli” bir duruş sergilemesi en çok Başkan Erdoğan’ı memnun edecektir.

Her şey güzel olacak, çok güzel olacak her şey! Emin olunuz…

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?