Malum gündem EYT düzenlemesi. Milyonları emekli olacağım heyecanı ve acaba olabilir miyim merakı/telaşı kaplamış durumda. Biz avukatların da telefonları susmuyor bu nedenle. Ülkemiz insanlarının çok önem verdiği bazı şeyler vardır. Bunları şöyle bir sayalım;
-“………Aman memur olsun sırtını devlete dayasın……….” ( Kazanç güvencesi )
- ……….Aman SGK sı olsun da gerisi hallolur…………..” ( Sosyal Güvence )
-“……….Aman emekli olayım,yaşlılıkta el gülüncü olmayalım,iki kuruş da alsak geçinir gideriz, kimsenin eline bakmayalım………….” ( Yaşlılık teminatı )
Şimdi ben size yazımızda EYT düzenlemesinin şartları nelerdir, bu işler nasıl olacak, şöyle bir başvuru yapın, şunu yapın bunu yapın demeyeceğim. Kanuni düzenleme çıkınca ve yürürlük kazanınca bu işler de belli olur ve ayrıntısını her yerlerde görürsünüz. Ben sizle biraz sohbet biraz da emeklilik hakkı kazanacağı için işyerinden tazminat almayı düşünecek işçi kardeşlerimize bazı uyarılarda bulanacağım.
Efendim doğmakla başladı serüveniniz. Her şeyin o çok güzel olduğu çocukluk yıllarında sorumluluk da yoktu şu naçiz bedenimizde. Fazla uzun sürmedi okula gidecek yaşa geldiniz ve dünya çilesi başladı. Allah sağlık sıhhat versin, dert vermesin tabi. Siz bizim bu işe çile dediğimize bakmayın ne dertler var. Neyse okul ile birlikte hayat çilesi başladı. Okul bir bitsin rahatlayacağım diye diye okunuz veya okuyamadınız. Nerede olduğunun bir önemi yok herhangi bir yerde işe başladınız veya kendi işinizi kurdunuz. Bu sefer de aman gücümüz yerindeyken kazanabiliyorken kazanalım, iş geliyorken geri çevirmeyelim , su akarken testimizi dolduralım deyip gecenizi gündüzünüze katıp sonra sefasını süreriz dediniz çalıştınız. Yahu evlilik çağımız da geldi, evlenirsem rahatlarım, bir yuvam olur dediniz ve evlilik için uğraştınız, çalıştınız ve çabaladınız. Sonra yahu kirada olmaz, ay dediğin hemen geliyor,ne yapıp edelim bir ev alalım da rahat ederiz dediniz ve kredi,borç,altın bozdurma vs. ile sırtınıza bir sürü yükü yüklenip evinizi de aldınız. Bir de artık yaşımızı başımızı aldık, şu dünyada dünya direk çakılı mı kalacaz , çocuklarımız da olmasın mı ? Nasip tabi. Oldu diyelim. Çocukların ihtiyacı şunusu bunusu derken daha çok çalıştınız. Şansınız yaver gittiyse araba falan da aldınız. Bir bağ evimiz olursa yazları rahat ederiz diye çok çalışıp bir de bağ evi aldınız. İhtiyaç biter mi ? Bu sefer çocuklar şu kreşe bu özel okula şu kursa bu dersaneye giderse ne güzel olur dediniz daha çok çalıştınız. Yahu bu çocuklar kendini garantiye alsın, zaten onlar için yaşıyoruz, şu arsayı alalım,bu tarlayı alalım da geleceklerini kurtaralım. Ne için ? Tabiki çocuklar da rahat etsinler diye.
Bu hikaye az çok işi yolunda gidenler içindi. Bir de maalesef bu şekilde olmayan kuru ekmeğe muhtaç hale gelenler de var. Öyle ya da böyle hep bir rahat ederiz diye diye ömür geldi ve geçti .
Son bir hamlemiz daha var durun yahu. Hemen heyecanla,iştiyakla,aşkla söylüyorum. Hazır olun !
“………….Ya bir emekli olayım rahat edecem…………..”
Evet herkesin hayatı böyle geçmemiştir elbette. Ancak birçoğumuzda benzer şeyler vardır. Emekli olunca gerçekten rahat edecek misiniz? Rahat etmekten kastınız muhtemelen mutlu olmaktır diye düşünüyorum. Emeklilik böyle bir şey mi? Emekli olunca telefona kontör yükler gibi size de mutluluk mu yüklüyorlar? Elbette hayır.
Bakın aradan ben çıkayım, sözü kıymetli, işi kıymetli, başlı başına kendisi kıymetli Lokman Hekim araya girsin ve size mutlu olmanın,rahat etmenin sırrını versin.
Hz. Lokman Hekîm, oğluna dedi ki:
Oğlum! Hayatında üç şeyden taviz verme:
1. En iyi yemeği yemekten,
2. En konforlu yatakta uyumaktan,
3. En lüks evde oturmaktan .
Oğul: ‘’Biz fakîriz, peki ben bunu nasıl gerçekleştireceğim?’’ deyince Hekîm şöyle cevapladı:
- Sadece acıktığında yemek yersen, en iyi yemeği yemiş olursun,
- Çok çalışıp yorgun bir vaziyette uyursan, en konforlu yatakta yatmış olursun,
- İnsanlara iyi muâmele edersen, onların kalbinde yer edersin; böylece de en lüks evde oturmuş olursun.
İşte böyle kıymetli okurlar. Adam ne güzel söylemiş. Ne güzel söylemiş adam. Ya adam ne laf etmiş be. Lafı tesirli, neden? Çünkü kendisi de böyle yaşadığı için. Boşuna mı diyorlar Lokman Hekim az kalsın ölüme de çare bulacaktı diye.
Çalışmak Allah’ın emridir değerli okurlar. Tembellik sevilecek bir şey değil. Bu anlattıklarımız tembelliği övmek için değildir. Mutluluğu ötelemeyi bırakalım diye. Dünyada rahatlık da var zorluk da var. Hepsi gelir geçer. Önemli olan bu geçen zaman içinde dolu dolu yaşamak. Sevdiklerimizi kırmamak. Onların kıymetini bilmek. Kirada iken de mutlu olmak zor değildir, ev sahibi iken de. Yoğun tempoda çalışırken de emekliyken de mutluluk uzak değildir. İş sizde bitiyor.
Tabi tüm bunlar olup biterken hep yanınızda birisi vardı. Kimdi o ? Cevap vereyim hemen; Tabiki SGK. Güzel güzel sizden primlerinizi tahsil etti. Sadece para almadı tabi. Hastalıkta ilaç ve tedavi masrafınızı da ödedi. Yiğidi öldür hakkını yeme demişler. Ayrıca yaşınız başını aldığında ve emekli olduğunuzda maaşınızı da öder evelallah.
Emeklilik Sebebiyle İş Akdini Feshedecek İşçilerin Dikkat Etmesi Gerekenler
Evet işte o an geldi. Bilmem kaç yılın emeği, koşturması telaşesi. Tam olarak alın teri dedikleri .
Efendim sabah uyandınız. Güzel bir heyecanla giyinip kuşandınız. Kahvaltı yapmaya bile vaktiniz yok. Niye SGK ya gideceksiniz bir an evvel. Hızlıca ayaküstü atıştırdınız çıktınız. Sgk binasına geldiniz. Dilekçeyi vereceksiniz. Attığınız en anlamlı imzalardan birini atacaksınız. Şöyle bir selfie fotoğraf falan mı alsaydınız. Bu an ölümsüzleşmeli yahu. Neyse dilekçeyi özenle hazırlayıp “………ben emekliliği hak ettim kardeşim beni emekli yapın haydi……..” dediniz,şöyle göğsünüzü gere gere.
Evet işlemler başladı ve belli bir süre içinde sonuçlandı. Şükürler olsun siz de artık emeklisiniz. Bu da kısmet oldu. Hayırlı olsun. Dedik ki bari işyerinden emeklilik nedeniyle ayrılalım ve tazminatımızı alalım. Ne yapacaksınız. Burada yapacağınız işlem çok basit ama dikkatli olmak lazım, garantici olmak lazım.
•Emeklilik işlemleri başlatmak üzere SGK ya dilekçe vereceksiniz ve işlemlerinizin tamamlanmasını bekleyeceksiniz.
•Emekli olduğunuza dair SGK’dan belge alacaksınız.
•Bu belgeyi dilekçenize ek yaparak işyerine “……….emeklilik nedeniyle iş akdini……….tarihinde feshediyorum, kıdem tazminatımın ve diğer alacaklarımın ödenmesini talep ediyorum……….” şeklinde işyerine dilekçe vermeniz gerekmektedir.Dilekçe verdikten sonra işe gitmeyeceksiniz.
Bu işlem yeterlidir. Ancak maalesef bazı işverenler sonradan bize böyle bir dilekçe vermedi devamsızlık yaptı vs. diyerek kötü niyetli davranışlar sergileyebiliyorlar. O sebeple riske girmeyin ve her şart altında noter yoluyla belirttiğimiz şekilde fesih bildirimi yapın. Aynı şekilde noterden ihtar verdiğiniz günden sonra da iş yerine çalışmak üzere gitmeyeceksiniz. Bazı işçilerimiz ihtar tebliğ edilene kadar çalışacağını zannedip ihtardan sonra çalışmaya devam ediyorlar ki bu durum ihtardan vazgeçme olarak yorumlanır. Böyle bir hataya da düşmeyin. İhtar verildiği gün artık işe gitmememiz gerekmektedir.
Biraz uzun biraz mizah biraz da bilgi ortaya karışık birkaç kelam ettik. Lafımızdan kimse incinmesin, sürçü lisanımız affola. Sizlere mutlu, huzurlu,sağlıklı,neşeli ve sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz yeni ve güzel yıllar dilerim. Kalan ömrünüz geçen ömrünüzden daha güzel olsun. Saygılarımla….
Gaziantep Barosu Avukatı
Avukat Abdulkadir AKILLAR