Dünya

"Mülteci meselesi derinleşiyor"

16-03-2016 06:56
Gaziantep

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Viyana’daki Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi’nde gerçekleştirilen “59. Narkotik Uyuşturucu Komisyonu Toplantısı” kapsamında "Madde Bağımlılığıyla Mücadelede Yerel Yönetimlerin Rolü: Türkiye Tecrübesi" konulu bir sunum yaptı.

Şahin, sunumda, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Oya Bahadır Yüksel Gençlik ve Çocuk Merkezi'nde uyuşturucu bağımlıları ile ilgili yürütülen programı anlattı. Uyuşturucuyla mücadelenin tüm insanlığın sorunu olduğunu belirten Şahin, “Kimsenin bu sorun karşısında kaçma lüksü yok. Uyuşturucuyla mücadele terörle mücadele gibi değerlendirilmeli. Koruyucu ve önleyici sosyal politikalarla bireylerin zararlı alışkanlıklar edinmelerinin önüne geçilebilinir. Çocuklarımızı, gençlerimizi kazanmak, topluma ve kendilerine faydalı birer yetişkin olmalarını sağlamak hepimizin görevidir" dedi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak sokakta yaşayan çocuklar ve ergenlerde madde kullanımı sorunlarını çözmeye yönelik üç merkezde hizmet verdiklerini dile getiren Şahin, merkezlerde şimdiye kadar bin 532 hastaya ulaşıldığını bildirdi. Şahin, 2015 yılında 152 tanesi yeni olmak üzere 563 hastaya ulaştıklarını ve 994 hastanın düzenli takip edildiğini söyledi. Madde bağımlısı gençlerin hayata katılımını sağlamak için meslek edindirme kursları açtıklarını ve kurs bitiminde istihdam olanağı sunulmasını sağladıklarını kaydeden Şahin, "Bu güne kadar 523 hastamız çeşitli meslek kurslarına gönderilmiştir ve halen 218 hasta düzenli olarak çalışmaktadır" diye konuştu.

BU KARARSIZ ORTAM MÜLTECİ MESELESİNİ DAHA DA DERİNLEŞTİRİYOR

Toplantıda Suriyeli mülteciler hakkında bilgi veren Şahin, Türkiye’nin yaklaşık 5 yıldır özellikle sınır iller başta olmak üzere 2 buçuk milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını aktardı. “Ve artık misafirlik bitti, çünkü 5 yıl misafir olunmaz. Gelen kişilerin önce temel ihtiyaçları, barınma, gıda, ısınma gibi temel ihtiyaçlarını karşıladık” diyen Şahin, “Suriye meselesinde her ülkenin başka bir hesabı var. Hesaplarda birbirleriyle uyuşmayınca, uluslararası kuruluşlar, uluslararası hukuk yeterince hızlı hareket edemeyince, bu kararsız ortam bu mülteci meselesini daha da derinleştiriyor ve biz yarın Suriye’de neler olacağını bilemediğimiz için orta ve uzun vadeli tedbirler almak zorundayız” diye konuştu. Bir neslin kaybolduğunu, buna izin verilmemesi gerektiğine dikkati çeken Şahin, aksi takdirde terörden dolayı bütün dünyada daha büyük sorunlar yaşanacağını belirtti. Türkiye’nin Suriyeli mültecilerin sorunlarını 5 başlık altında toplayarak gerekli çalışmaları yaptığını anlatan Şahin, şöyle devam etti: “Birincisi en temel başlığımız eğitimdi. Çünkü 5 yıl önce doğan çocukların bu sene okula başlaması gerekiyor. Eğer biz bunu yok sayarsak bu çocuklar eğitim sisteminin içerisine dahil olmazsa yarın PKK, PYD, DEAŞ adına ne söylerseniz söyleyin bir terör örgütünün parçası olma riski çok yükseliyor. Şehrimizde 107 bin öğrenci var ve biz bu öğrencilerimizin yüzde 70’ini eğitim hayatına kazandırdık. Daha da önemlisi bu sene okula başlaması gereken çocukların yüzde 98’i eğitim hayatına başladı. Eğer bu çocuk Halep’de bir okulda okusaydı bu oran yüzde 85’ti. Biz yüzde 13 daha da yüksek okullaşmayı başardık. Bunu nasıl yaptık? Çocuklarımızı ikili eğitime geçirdik.Bu çocukları eğitim hayatına kazandırarak bir nesli kaybetmemek üzere çok yoğun bir çalışma yaptık.”

“MAZERET ÜRETMEK KOLAY”

Sağlık alanında da yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Şahin, Suriyeli kadınların Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren GASMEK kurslarına yönlendirildiğini aktardı. Suriyelilerin çalışma hayatı içinde hükümetin bir yasa çıkardığını anlatan Şahin, şunları kaydetti: “Bakın en büyük tehlike güvenlik gibi gözüküyor, Gaziantep güvenlikte Suriyeli mültecilerin suça karışma oranında yüzde 3 buçuktayız. Çok düşük bir oran. Bunun da yarısından çoğu Suriyelilerin kendi içinde yaşadığı olaylar olarak karşımıza çıkıyor. O yüzden biz yönetim kadroları önde gidip liderlik yapıp sorun olmadan önleyecek tedbirleri hayata geçirip, bunun için gerekli mekanizmaları koordinasyonu ve kararlılığı göstermek durumunda olduğumuz zaman sonucu kontrol edebiliyoruz. O yüzden nasıl obeziteyle mücadele etmek için sağlıklı bir yaşam, sağlıklı beslenme, spor gerekiyorsa, bu meseleyide daha olmadan önleyecek yönetim sistemlerini, mekanizmalarını kurarak bunu kontrol altına alacak bir yönetim anlayışıyla çalışıyoruz. Aksi takdirde mazeret üretmek kolay, ben size neden bu işi yapamayacağımızı saatlerce anlatabilirim. Ama biz mazeret üretme makamı değil, çözüm üretme makamıyız. Toplum bizden çözüm üretmemizi bekliyor. O yüzden bu çözüm üretme alanında da yoğun bir çalışma içerisindeyiz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER