Röportajlar

“Hedefimiz iyinin iyisini yapmak!”

“Hedefimiz iyinin iyisini yapmak!”
24-10-2015 07:25
Gaziantep

Ne iş yaparsınız? dedim

”Hamalım ben” dedi.

Nasıl yani? dedim

Yedi yüz binin vebalini

Önce yüreğimde,

Sonra da sırtımda taşıyorum, dedi…..

 

Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, devam eden kentsel dönüşüm ve yeni projeler hakkında gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Belediye demek hizmet demektir. Partisine değil ,hizmetine bakılır. Bu sizin ikinci döneminiz. Ve çok hızlı çalışmalar gözlemliyoruz. İkinci döneminizde kentsel dönüşüm daha mı bir ön planda?

Rıdvan Fadıloğlu: Zaman zaman biraz geç kalınıldı şeklinde eleştirilere mağruz bırakıldık. Ama bizim kentsel dönüşümde en dikkat ettiğimiz nokta, vatandaşımızı mağdur etmeden, onların gönül rızasını alarak,karşılıklı anlaşarak dönüşümü sağlamaktı.Aceleye getirmenin de bir manası yoktu. Aynı zamanda konutların da oturulabilecek düzeyde, konforlu olmasına özel bir önem gösterdik. TOKİ ile yaptığımız anlaşmalar neticesinde de vatandaşlarımız daha konforlu ve rahat edebilecekleri konutlarda yaşasın diye projelendirme çalışmalarımızı kendi bünyemizdeki ekibimize yaptırıyoruz. İnsanlara yeni yaşam alanlarını oluşturarak mevcut bölgelerimizin ıslahını sağlıyoruz. Bu anlamda da kentsel dönüşümde tüm Türkiye’de model olarak uygulanacak bir çalışmaya imza atıyoruz.

Kentsel dönüşümde vatandaşları mağdur etmemek için nasıl uygulamalar yaptınız?

Rıdvan Fadıloğlu:Kentsel dönüşümü yaparken çok önemli bir ayrıntı olan sosyal dönüşümü de hesap etmek lazım.Yeni sistemler üretmek lazım.Biz halkımızla hiç bir şekilde mahkemeleşmeden karşılıklı anlaşarak iş yapmayı hedefledik.Tabi görüşmeler uzayınca işimizde uzadık..İnsanları mağdur etmemek için kentsel dönüşüme evlerini bağışlayanları mağdur etmemek için, TOKİ yle bir protokol imzaladık.Mesela vatandaş isterse parasını alabiliyor. Yada kuraya tabi olmadan örneğin evine karşılık seçtiği bir evde ve üstün standartlı eve sahip olacak ve aradaki farkı ödeme kolaylığı sağlanacak.En önemli farkımızda evlerimizin standartların üstünde konforlu evler yapmak..Gereken her türlü ihtiyaçları da TOKİ de sunduk.

Biz hep dedik ki, birilerini mutlu edip birilerini mutsuz ediyorsak başarılı değiliz. Herkesin eşit şekilde mutluluğunu sağlamak bizim görevimizdir.

ADALETLİ OLMAK ASLİ GÖREVİMİZDİR..

Bina yol yapmakla da iş bitmiyor. Yeni bir yerleşim yeri açıldığında sosyal ihtiyaçlar (okul,cami,market…)meydana geliyor. Siz bunlar için ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz?

Rıdvan Fadıloğlu: Aslına bakarsanız Kentsel dönüşümlerde okul,market gibi hizmetler belediyenin görevi değildir.Biz bu hizmetlerinde beraber yürütülmesini istiyorsak TOKİ yle sözleşmeye ekleriz ve bunun bedeli de yine TOKİ tarafından vatandaşın üzerine eklenir.Yani aldığı evin bedelinin üzerine.Ama biz vatandaşın yükü artmasın diye belediye olarak bazı bölgelerde ihtiyaçları önceden öngörüp yapıyoruz.Bu bizim görevimiz değildir, demiyoruz.Eğer imkanlarımız varsa yapmaya çalışıyoruz.Örneğin TOKİ nin haricinde biz Seyrantepe de bu eksiklikleri görüp okul,pazar yeri, sosyal tesis, PTT yeri yaptık…

İddialı ve örnek teşkil edecek “Beykent” projenizde oturum alanlarından önce alt yapı ve yol çalışmalarınız yapıldığını görüyoruz. Aslında ilk önce yapılması gerekende budur bana göre.. Önce hizmetler sonra konut..

 

Rıdvan Fadıloğlu: Gaziantep’te yeni imar alanlarına ihtiyaç var diye bir söylem vardı. Biz bu söylemin yanlış olduğunu ve doğru olan söylemin, imar alanlarının uygulamalarının yapılması gerektiğini hep söyledik. Bu uygulama, yol, kanalizasyon, gaz, ulaşım gibi uygulamaları kapsıyor. İdarenin vatandaştan önce bölgelere ulaşması gerekmektedir. Bu söylem kapsamında Beykent bölgesinde açılmadık yok bırakmadık. Burada bizim sorumluluğumuz alanına giren girmeyen, 50 metrelik, 30 metrelik, 15 metrelik yollar açtık. Şu anda 5-6 tane iş makinesi yan yana çalışıyor ve en kısa sürede inşallah o bölgede çalışmalarımızı tamamlamış olacağız. Biz bu altlıkları oluşturunca özel sektör o bölgede üretime başlıyor. Şu anda TOKİ’nin o bölgede 20 blokluk çalışması var. 17 blokluk da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yeri var. Bunlar okullarıyla, camileriyle birlikte yapılıyor. Yapılan yerler yalnızca insanların uyuyup barınacağı değil, gerçek yaşam alanlarının oluşmasına özen gösteriyoruz. Tuhafiyesinden kuyumcusuna, berberinden marketine varana kadar bütün ihtiyaçlara cevap verebilecek bir yaşam alanı oluşturmaya çalışıyoruz.

Bu hizmetlerle aynı zamanda şehrin yükünü de almış olacaksınız…

Rıdvan Fadıloğlu: Bizim amaçlarımızdan biriside o zaten. Aklınıza gelebilecek her türlü imkanlar o bölgede yer almalı ki şehre yeni yükler yüklemeyelim. Herkes yaşadığı alan içerisinde ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Stadyumun yapıldığı alana yeni bir yol çalışması yaptık. Orada hemen bloklar yükseldi. Şimdi oraya bir hayırseverimiz okul yaptırıyor, bir başkası cami yaptırıyor. Yani belediye olarak vatandaştan önce altlıkları hazırlıyoruz ve vatandaşın yaşayacağı yerleri imar ediyoruz.

Beykent bölgesinde bu işi daha sistemli yapmaktı hedefimiz ve örnek bir proje olacağına da yürekten inanıyoruz.

Ekran resmi 2014-11-23, 11.06.50

Yeni ve yaşabilir bu yerleşim alanları açıldığında çokça şikayet edilen pahalı arsa fiyatlarına düşürebilir mi? Arsa fiyatlarının yüksek olması hep belediyelere yükleniyor. İmara yeni bölgeler açmıyorlar diye..

Rıdvan Fadıloğlu: Evet bu bize de sıkça sorulan bir soru. Bir yerin imara açılmasıyla fiyatların düşmesi söz konusu değildir. Bir yer imara açıldıktan sonra alt yapı çalışmaları giderse arsa fiyatları düşer. Elektiriği , suyu, yolu olmayan yere kim gider? Siz hizmet götürürseniz o bölgeler cazip hale gelir. Yapıları artar çoğalır ve fiyatlarda ucuzlar. Biz bir hizmet yaparken bu bizim işimiz değil, belediyenin alanı değil gibi şeylere takılmıyoruz, ayırım yapmıyoruz.

Genel itibarıyla da arsa fiyatları eskisi gibi değil. Temelde yatan mevcut imarlı alanlara hizmet gittikçe insanların cazibesini çekecek ve o bölgelere de yönelip şehirde rahatlayacak.İş istihdamının olduğu bölgede konut yapar ve hizmet götürürseniz bu insan şehir merkezine inme ihtiyacı duymaz ve şehrin yükü de hafifler.

Kentsel dönüşüm demek insanları kutu gibi evlere hapis etmek demek değildir. Onlara her türü yaşam alanını park,okul,pazar,postane,sürücü kursu….demektir..

 

Garaj tapulu evler de çok dillendirildi.  Sizin bu konuda taviz vermediğinizi biliyoruz. Bunlarla ilgili ne gibi önlemleriniz var?

Rıdvan Fadıloğlu: Benim her zaman savunduğum bir anlayışım vardır.”Kurallar herkese eşit işlemelidir” diye.Yıllardır siyasi kayıp endişesiyle ne yazık ki kaçak katlara müsaade edilmiş.Tabi bu yapılar da bayağı ucuza da satılmış.Alan memnun satan memnun .Bizim dönemde araştırın, haksız hiçbir yapıya müsaade edilmedi,edilemez de.Bundan önceki dönemlerde haksız tavizler verilmiş.Birilerinin buna “dur” demesi lazımdı ki oda biz olduk.Biz seçimden bir gün önce bile ceza yazdık.Aslında şunu da kimse düşünmüyor.Yarın olası bir depremde kaçak olan bu katlar yıkılsa,bir vefat eden olsa,”ben cahil adamdım devlet bana neden izin verdi beni korumadı” diye yine suçlamaz mı?

Biz testi kırılmadan tedbir almalıyız diye düşünüyoruz.

Projeleriniz içinde en sizi çok mutlu eden, duygulandıran hangisidir desem?

Rıdvan Fadıloğlu: Öncelikle ne olursa olsun yaptığınız işi severek yapmalısınız. Ben bütün projelerimin hepsinde ayrı bir mutluluk duyuyorum. Hepsi beni heyecanlandırıyor. Yaptığımız projeler insana dokunduğu ve hizmet ettiği için mutluluk duymamak mümkün değil. Ama en çok heyecanlandıran derseniz, şehrimizdeki en önemli meselelerinden birisinin eğitim olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Okul öncesi eğitimde ve velilere verdiğimiz eğitimlerden dolayı aile merkezleri beni çok heyecanlandırıyor. İnsanların orda topluma faydalı bireyler haline gelmesini sağlamak, çocukların eğitilmesini önem vermek, okula severek gitmesini sağlamak beni çok mutlu ediyor.

fadil rop

Sizi vatandaşın içinde de sıkça görüyoruz. Ev ziyaretleriniz oluyor..

Rıdvan Fadıloğlu: Kimi kimsesi olmayan bir yaşlının evine gidip de bir aydır yanmayan ampulünü değiştirip, saçını tıraş edip elini temizleyip hayır dualarını almak parayla pulla satın alamazsınız. İnsanımız hatırlanmayı ziyaret edilmeyi bekliyor. Gözlerindeki o sevgi pırıltısını hiçbir şeyle satın alamazsınız. Tarifi mümkün değil.

Yetim çocuklarla ilgili yaptığımız çalışmalarda o yetim çocukların kendilerini ezgin hissetmeyip güçlü hissetmelerini sağlamak. Annelerine o eğitimi vermek ,ihtiyaçlarını karşılamak..

Yardıma muhtaç o kadar çok insanımız var ki? Belediye olarak bu hizmetleri nasıl götürüyorsunuz? Mahalle aralarında kamyonlarla insanların birbirini ezerek yardım almaya çalışmaları görüntüleri çok incilticidir mesela…

Rıdvan Fadıloğlu: Tabi böyle bir şey bizim belediyecilik anlamımızda söz konusu bile olamaz.Bizim uygulamamız gıda bankasında, ihtiyacı olanları tespit edip, hizmeti vatandaşın adresine götürüp hizmet etmek.. Biz kimseyi ayağımıza getirmeyiz. Bilakis ayağına gideriz. Bu benim arkadaşlarıma kesin direktifimdir. Mesela tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olan bir vatandaşın bana gelmesine ve dilekçe vermesine gerek yok. Gıda bankasına telefon açarak talepte bulunabilir. Arkadaşlarımız da yerinde gider, inceler ve teslim ederler.

Bizim belediyeciğe bakış açımız; Biz bir çalışanız.İnsan kendini patronuna göstermek ister. Bizimde patronumuz 700 bin vatandaşımızdır. Biz onların işçisiyiz. Patronu memnun edebilmek içinde en iyisini yapmalıyız.Maaşımızı milletimizden alıyoruz. Biz de belediye çalışanları olarak en alt kademesinden en üst kademesine kadar sorumluluklarımızın bilincindeyiz.Hedefimizde “İYİNİN İYİSİNİ YAPMAK”

 

Ekran resmi 2014-11-23, 11.06.03

Gaziantep için hayal ettiğiniz en önemli proje hangisidir desem?

Rıdvan Fadıloğlu: Hayatım da benim hiç keşkelerim olmadı. Günümü imkanım çerçevesinde yaşamaya çalışırım. O gün neye imkanım olmuşsa da mümkün olduğunca en iyisini yapmaya çalışırım. Ancak insanın hedeflerinin hayallerinizde olması lazım.Bunu da dengeli yapmak lazım. Ama en büyük hayalim eğitim sıralamasında en üst sıralarda olmamız. Çünkü eğitimi hallederseniz diğer meselelerin hepsini halledersiniz. Mesela temiz bir Gaziantep diyoruz. Ama insanları eğitmezseniz bunu nasıl sağlayabilirsiniz?Eğitimi sorununu hallederseniz bu gün sorun olarak karşınıza çıkan olumsuzlar söz konusu bile olamaz. Mesela;

Hakkaniyetle hükmeden vatandaş; eğitmesen bunu yapma şansın yok..

Kaçak yapı yapılmasın diyoruz; insanı eğitmezsen yapamazsın.

Trafik sorunu diye konuşup duruyoruz. İnsanlar eğitimli olursa, kurallara uyma,birbirine saygı… bakın sorun çözüldü bile..

Yani insanların eğitim kalitesini arttırmadığınız müddetçe sorunları tamamen çözebilmenin imkanı da yok. Bunun içinde en benimsediğim proje “okul öncesi eğitim”. Çünkü algılamanın en yüksek olduğu bu dönemde çocuklar pas geçilip sokaklarda büyütülürse ondan sonra kaçırılanları yakalamak çok zor. Yalnız ben eğitim derken sadece el becerileri demiyorum. Adabı muaşeret kurallarını tamamının verildiği eğitimler diyorum. Ayrıca,sadece çocuklar değil annelerin eğitilmesi de çok önemli. Okuma yazma bilmeyen annelerimiz var mesela. Merkezlerimizde bunlara da yer veriyor, annelerimizi de eğitiyoruz. Baroyla, sağlık müdürlüğüyle,emniyet birimlerinin ilgili bölümleriyle beraber çalışıp annelerle ihtiyaçları doğrultusunda seminerler veriyoruz.

MÖP projenizde çok güzel oldu. Bizler de evlerimizde çöplerimizi sınıflandırarak biriktiriyoruz. Çocuklarımızda bu alışkanlığı kazandı. Başka çalışmalarda olacak mı?

Rıdvan Fadıloğlu: Bu işe başlarken amacımız farkındalık yarata bilmekti. Ekonomik değerlerin kaybolmasını önlemek ve tekrar kazandırmak adına bu çalışmayı başlattık. Yurt dışında kağıtlar 16 ayrı sınıfa ayrılıyor. Onlar işi daha da ciddileştirmişler.Biz zengin bir ülke değiliz. Geri dönüşümün ülke ekonomisine katkısı küçümsenmeyecek oranda. İlerde amacımız geri dönüşüm atıklarını yerinden, yani evlerden toplamak. Artık kendi evlerimizde biz bunu alışkanlık yaptık. Zaten zamanla da süt kutusu ayrı,gazete ayrı diye de insanlar evlerinde ayırmaya başlayacaklar. İlk öncede çocuklar bu konuda eğitilirse, iler ki hayatında da bunu zaten alışkanlık edinecektir.

 fadil rop1

Merve Şehrinde görüntüsü tamamen değişti. İlk yapıldığı dönemleri ve ihtiyaçlarını biliyorum. Hizmetlerde her bölgeye aynı hizmeti götürmenizde çok anlamlı..

Rıdvan Fadıloğlu: Kesinlikle ayrımcılığı düşünmedik, düşünemeyiz de. Biz her yere ve her vatandaşa eşit hizmet götürüyoruz. Mesela Merve şehirde bir kültür merkezi planlıyoruz. Nikah salonu da olacak. O bölgeye tamamen hizmet verebilecek.İnsanları kesinlikle sınıflandırmayız. İbrahimliye yaptığımız yüzme havuzunun aynısını Merve Şehir’e de yaptık.Fayansları bile aynı.Aynı nitelikte bir nikah salonu yapıp oradaki vatandaşlara da kaliteli hizmet götürebilmek.

Şehitkamil Anıtı ile ilgili spekülasyonlar yapıldı.Siz sessiz kalmayı yeğlediniz.Ama sormadan da edemiyeceğim. İddia edildiği gibi birileri rahatsız olduğu için mi anıt yerinden kaldırıldı?

Rıdvan Fadıloğlu: Önce ben size sorayım. Siz hiç 21 ocakta anma törenlerine katıldınız mı? Biz orada anma törenleri yaparken trafiği tamamen kapatmak zorunda kalıyorduk. Tam iş merkezlerine giden bir güzergahta olduğu içinde yol kapanınca vatandaşlardan haklı olarak ta tepki alıyorduk.Hatta tıkanıklığı açmak için programları çoğu zaman kısa kesmek zorunda kalıyorduk.Sorarım size bumu Şehitkamil’e saygı? Ama biz gayet büyük düzenli bir koru yapıp anıtı oraya taşıdık. Orjinalini değiştirmedik,adını da değiştirmedik.Bu detaylara ne yazık ki kimse dikkat etmedi?Onu yol ortasından alıp şerefli bir meydana koyduk.Hatta iddia ediyorum anıt eski yerinde iken bu kadar dikkat dahi çekmiyordu.Çünkü kod yüksekti ve insanlar oradan hızlı bir şekilde geçmek zorunda.Ama şimdi nitelikli bir alanda rahat tören yapma imkanı yaşıyorsunuz ve insanları da mağdur etmiyorsunuz.

Ben birilerinin de “anıtı istemiyoruz” demesiyle de asla kaldırmam. Hatta oradan daha önce kaldırılsaydı yol yılan gibi değil daha düzgün olurdu.Ben bu ithamlara cevap dahi vermedim.Çünkü lüzumlu görmedim.Siz şimdi sordunuz diye cevaplıyorum. Teşekkür edileceğine dar pencereden bakarak eleştirmek çok ahlaki olarak ta görmüyorum.

Osmanlı Parkındaki tadilatlar yüzünden de size Osmanlı düşmanı denildi?

Rıdvan Fadıloğlu: Osmanlı parkının yaptığım değişikliklerden de çok eleştiri aldım. Önceki dönemlerde yapılmış bir parktı. Tek farklılığı park girişindeki kemerdi. Tarihi değil,antik değil. Sonrasında bakımda yapılmamıştı. Ama nedense onu yapan belediye tarafından Osmanlı düşmanı ilan edildim. Biz orada sadece tarihi ve özeliği olmayan bir kemeri yıktık ve gelmiş geçmiş tüm başkanlarımızın büstlerini ve isimlerini yaptık. Amaç çocukların oynarken aynı zamanda da görerek öğrenmeleri.. Düzenledik,tertipledik. Bizi putperest olmakla bile itham ettiler. Hizmete farklı bir bakış açısı..

Kadınlar için daha fazla sosyal tesisler talep ediyor ,yapılanları yetersiz buluyorlar.Sayıları arttırılamaz mı?

Rıdvan Fadıloğlu: Bakın bunu sorduğunuz da iyi oldu. Özellikle İbrahimli bölgesinde ağaç olmayan boşluk bir bölgeye sosyal tesis yapmak için çalışma yapmaya karar verdik. Projeyi hazırlayıp temelini atmaya gidiyoruz, bize tepkiler yağdı. O bölge de oturan bayanlar belediyeyi bastılar. Buyurun, özelliklede eğitimli bir bayan gurubu “ bunun tozu şimdi altı ay sürer,evlerimiz tozlanır,istemiyoruz” şeklinde makul!bir açıklama getirdi. Sonrasında da tek bir ağacı dahi olmayan taşlık alan için “parkına sahip çık,geziye döndürme” şovunu yaptılar. Bizde hizmeti geri çektik. Hatta hazırladığımız kondisyon aletlerini de kırsal bir semtimize götürdük ve dualarını aldık. Algıyı yöneltmek farklı bir şeydir.Bazı siyasilerde olayı şova dönüştürmek istediler. Şimdi orası boşluk ve taşlık bir alan olarak duruyor. Bizim o bölgede zaten yaptığımız büyük ve güzel parklar yaptık.

İnsanları memnun etmek gerçektende çok zor…

Rıdvan Fadıloğlu:Cefasız sefa olmaz. Almış olduğunuz kararlar birinin menfaatine olursa bir diğerinin ,işine gelmeyebilir. Herkesi zaten aynı anda memnunda edemezsiniz. Zorunda da değilsiniz. Genele ve ihtiyaca göre iş yaparsınız. Balkon manzaraları şık olmayacak diye okul yapımına dahi karşı çıkılıyor. Cehalete evet ,estetiğe ihtiyaca hayır mantığı. Kafa yapısına bakar mısınız? Biz cami tadilatları da yaptık. Bize müracaat ettiler bizde cami istiyoruz diye. Evet baktık ki o bölgede cami gerçektende yok. Nedenini araştırdık ki efendim, o bölgedeki oturanlar evlerinin önü kapanıyormuş ,diye karşı çıkıyorlarmış. Bunun içinde kamu oyu oluşturuyorlarmış. Buyurun hizmet yapın yapabiliyorsanız.

Yine dönüp dolaşıp neye geliyoruz. Eğitime ve eğitimsizliğe. Bu yüzden de yediden yetmişe herkes için eğitim şart diyoruz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER