Röportajlar

“ASIL HEDEF; HAYATTA BAŞARILI OLMAK”

Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Mete, Hakimiyet Gazetesinin sorularını yanıtladı

“ASIL HEDEF;  HAYATTA BAŞARILI OLMAK”
07-01-2019 10:54
Gaziantep

Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Mete, derslerinde olduğu kadar yaşamda da bilgi ve becerileri yüksek öğrencilerin yetiştirilmesi konusunda önemli adımların atıldığına dikkat çekti. “Bizim bu şehirde aşmaya çalıştığımız bir bakış açısı da; bütün çocuklarımızın bizlerin olmasının istediği değil, kendi sevdikleri işi en doğru şekilde yaparak hayatta başarılı olmalarıdır” şeklinde konuşan Mete Hakimiyet Gazetesi’nin sorularını yantıladı.

“GAZİANTEP EĞİTİMDE HAK ETTİĞİ NOKTAYA GELECEK”

“Biz eğitimi tanımlarken hayatta başarılı, yaptığı işlerde başarılı insanlar yetiştirmek üzerine kurguluyoruz. Yoksa bizim başarılı standartımız Türkiye’de sınavlarda şu kadar derece almak değil aslında. Evet akademik anlamda da gayretli olsunlar ama yetenekleri doğrultusunda da üretsinler” şeklinde konuşan Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Mete, eğitim alanında yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini anlattı.

Sizi tanıyabilir miyiz?

1974 İstanbul doğumluyum. 24 yıldır milli eğitimde çeşitli kademelerde  çalıştım Farklı  illerde Gençlik Spor Bakanlığında da il müdürlüğü görevlerim de  oldu. Eğitim öğretim hizmetlerini yönetirken, hepimizin rolleri farklı da olsa aslında hepimiz öncelikle öğretmeniz.Evlatlarımıza daha iyi hizmet ve kaliteli eğitim imkanı  sunmakla  ilgili gayretler içindeyiz.
Eğitimin her günü ayrı bir hikayedir .Sabah altı da yollara düşen çocuğun akşam saat altı da evine dönene kadar hatta pansiyondaki barınması dahi meşgul olmanızı gerektirir. Çocuklarımız  bizlere emanettir ve 18 yaşını doldurana kadar da kontrolümüz altındadır.

Gaziantep’in 2018 eğitim karnesi nasıldı sizce?

Bize göre iyi geçti.Gaziantep’in  her şehirde olmayan kendine özgü  dinamik yapısı, farklı problemleri ve aynı zamanda imkanları olan bir ilimiz.Türkiye’de planlama yapılacağı zaman  eğitim,sağlık,belediyecilik ve tüm alanlarda Gaziantep faktörü dikkate alınarak yapılıyor.Eğitim açısından da bizlere sorumluluk yüklüyor.Bizler her şeyden önce eğitimde fırsat eşitliğinin çabası içindeyiz.Öğretmen atamalarından tutun görev alacakları okulların belirlenmesi,okulların fiziki imkanlarının genişletilmesi, laboratuvarların geliştirilmesi,kaynak ihtiyaçları için bütçelerinin karşılanması gibi konularda hep fırsat eşitliğini dikkate aldık.Şehir merkezindeki bir öğrenciyle Perilikaya’ da ki okulda okuyan öğrencimizin aynı imkanlara sahip olmasına çalıştık.Farkların kapanmasına yönelik tedbirler almaya çalıştık.

Gaziantep’te  eğitimde neden istenilen ivmeyi yakalayamıyoruz? Neden hep sonlardayız?

Lise giriş sınavında 63. olduk. Ama bu sonuç, sınavla öğrenci alan okulların ortalamasına göre belirlenen sonuçtur. 36.500 öğrencimiz sınava girdi.Ve yayınlanan bu örencilerin sıralaması değildir.Sadece sınavla öğrenci alan yüzde onluk öğrenci sayısı.Yani 3650 öğrencinin aldığı puanların ortalamasıdır. Bunlarda devlete sınavla yerleşenlerdir.

2012’ de  üniversite giriş sınavında Türkiye sonunculuğumuz var..

Ama oda sadece Türkçe-Sosyal türündeydi. Bütün puan türlerinde değildi.Aynı tarihte Kilis ‘de Türkiye birincisi olmuş görünse de şimdi  Kilis sınav sonucunda bizim çok daha altımızdadır.Bu  yılki sınavların  sonucunda da çok daha iyiyiz.Yayınlanan ve kamu oyuyla paylaşılan istatistik sadece sınava giren öğrencilerin aldıkları puanlara göre yapılan bir sıralamadır.Ve oradaki ortalamalarda çok yüksek.Bu da genelin değil en iyilerin sıralamasıdır.Bu konuda kamu oyu yanlış bilgilendirildi ve yanlış yorumlanıyor.Beş yıldır da sonuçlar açıklanmıyor.Artık sıralama da yok.

Bu  eğitimde de yükselişteyiz demek oluyor değil mi?

Biz her yıl üzerine iki,üç puan koyarak yükseliyoruz.Ama buda birdenbire olacak bir şey değil.Eğitim uzun soluklu bir süreçtir.Aile bu işin olmazsa olmazıdır.Çevre, şehrin genel yapısı,şehrin eğitime bakışı olmazsa olmazıdır.Her ilin kendine özgü farklı özellikleri vardır.Güneydoğu illerinden de Gaziantep bu bölgede olmasına rağmen farklılık taşır.Kozmopolit  bir yapısı vardır.Ticarette, sanayide çok başarılı ve bizde eğitimi hayatta başarılı olan çocuklar üzerine kurguluyoruz hep.Başarı tanımı sadece sınavda başarılı olan mı demektir sadece? yoksa hayatta başarılı olan mıdır? okullarda eğittiğimiz öğrenciler hayatta da başarılı mı biz ona bakıyoruz.Dünya da artık bunu istiyor.Sınavda yüz sorunun  yüzünü de yapan öğrenci değildir asıl hedef.Asıl hayatta başarılı olmasıdır.Bunlardan yola çıkarak sizce Gaziantep’in çocukları hayatta başarılılar mı? diye soracak olursak.Evet;çok başarılılar.

Her çocuk doktor,mühendis..olacak baskısını kırmanın zamanı gelmedi mi?

“Amacımız hayatta başarılı bireyler yetiştirmek”

Bizim bu şehirde aşmaya çalıştığımız bir bakış açısı da;bütün çocuklarımızın bizlerin olmasının istediği değil,kendi  sevdikleri işi en doğru şekilde yaparak hayatta başarılı olmalarıdır.Hedefimizde budur.Biz eğitimi tanımlarken hayatta başarılı,yaptığı işlerde başarılı insanlar yetiştirmek üzerine kurguluyoruz.Yoksa bizim başarılı standartımız  Türkiye’de sınavlarda şu kadar derece almak değil aslında.Evet akademik anlamda da gayretli olsunlar ama yetenekleri doğrultusunda da  üretsinler.

“Proje tabanlı eğitim”

Son iki yılda “Proje tabanlı eğitim” dedik ve bilime öncelikli olarak okullarımıza yerleştirmeye çalıştık.Nitekim geçen gün sonuçlar açıklandı.TÜBİTAK bilim projelerine katılım da Türkiye de dördüncüsü olduk.Bu da ciddi anlamda bir başarıdır.Çünkü artık okullarda bilim konuşuluyor.Biz çocuğun merak duygusunu diri tutmaya çalışıyoruz.Merak eden çocukta başarılı olur.İnşallah ekip olarak bütün çalışma arkadaşlarım ve hepside gayretliler ve sürece veliyi de katmaya çalışıyoruz.Veliyi katmadığınız takdirde de başarıyı yakalayamazsınız.Biz bunun içinde çalışmalar yaptık ve artık  veliler de okullarına ve çocukların sahip çıkıyor,takip ediyorlar.

“Eğitim sistemimizde tek tip öğrenciler istenmiyor”

Eğitim artık bir fabrika ürünü tek tip öğrenci yetiştirme üzerine kurgulanmıyor. Her öğrencinin bireysel farklılıkları dikkate alınarak hazırlanmış programlara göre eğitim düzenlenir.Bir okuldaki öğrencilerinin her birinin farklı özellikleri olabilir.Bu özelliklerini geliştirmeye yönelik bir eğitim model.

2019’da Mili Eğitim sil baştan olursa geçişlerin sancıları nasıl giderilecek?

Sadece sistemi değiştirmek yetmiyor. Bakanlığımız "zihniyet dönüşümü" dediğimiz bir çalışma ile meşgul.Diyor ki “zihniyeti dönüştüremezseniz sistemi dönüştüremezsiniz.” Zihniyette sadece öğretmenlerin değişmesiyle olmaz.Örneğin  eğitimcilerimize yardımcı kitap aldırmayın, diyoruz.Özellikle de velinin istemediği hiçbir şeyi almayın diyoruz.Okul buna uysa da veli alışkanlıklardan dolayı okuldan ısrarla yardımcı kitap ismi talep ediyor.Bu bir zihniyet dönüşümüdür. Veli isterse yine de alabilir ama okullarda bunun için zorunluluk yok artık. İnternette  bakanlığımızın çok geniş eğitim ağımız var ve istenilirse buradan da  ücretsiz faydalanılabilinir.

Sınav baskısı altında ezilen çocuklarımızı nasıl bir yeni yıl bekliyor?

“Yeni sistem bilgiyi çok bilen öğrenci aramıyor.”

İlk ve ortaokullarda sınav baskısı kalktı artık. Lise kayıt uygulamasında öğrenci sadece yüzde onu sınavla öğrenci alana okullara yerleşiyor. Geri kalanı evine en yakın tercih ettiği bir okula yerleşebiliyor.Bu yıl 40 bin öğrenci sınava girecek.Bunun sadece 4 bini sınavla öğrenci alan okullara,diğerleri de  ikamet alanına yakın istediği okula kaydolabilecek. Sıralamada da okul başarı sıralaması göz önüne alınacak. Gelecekte artık,sınavların tamamen  kaldırılıp, öğrencilerin okulda ki kazanımlarını merkeze alarak yerleştirme yapıldığına şahit olacağız.İşte o zaman eğitimin varlığından söz edebiliriz.Bizim öğrencilerimizin bilgi seviyelerinde hiç bir problem yok.Ama dünya artık “bana bilmek yetmiyor bildiğini günlük hayatta nasıl kullandığını gösterecek” diyor.Bundan sonraki sınav sistemlerimizde buna yönelik olacak.

“Çocuklarımızı ezbercilikten kurtaracağız”

Çocuk sizin basit diye gördüğünüz çip üretir.Bu çip Türkiye’nin  gayri safi milli hasılasının cari açığının önemli bir kısmını kapatır.İşte  amaçlanan tam da budur.Çocuklarımızda bunu oluşturmayı amaçlıyoruz.Son zamanlardaki eğitim anlayışını,ezberciliği bir kenara bırakıp öğrenciyi merkeze alan ve öğrenmenin yollarını öğreten bir eğitim modeli benimsiyoruz.Bu sene okullarımızda beceri atölyeleri kuracağız.Bakanlığımızın 2023 vizyon belgesinde de var. Ve bizde çok önemsiyoruz ki bizim de çerçevemiz artık. Dünyada söz sahibi olmak istiyorsak  bu konuda derdi olan çocuklarımızın biraz daha öne çıkması gerekiyor. Bunun yolu da ezberci anlayışı değil,araştıran, sorgulayan, merak eden gençler yetiştirmek.

Sayıları sürekli artan özel okullarla ilgili denetimler yapılıyor mu?

Şuan 170 tane milli eğitim okulumuz yapım aşamasında.Bunları biran önce tamamlamayı hedefliyoruz.Özel okul sayımız da toplamda kreşler,bakım evleri de dahil 155. Ve bu sayı Türkiye ortalamasının da altında.Eski dershane mantığı güden etüt merkezi altında olanlara izin verilmiyor. Ve bununla ilgili olarak ta en iyi takibi de yapan biziz.Uyarılara uymayanlara  yüksek cezalar kestik. Bakanlığımızın bu konuyla ilgili çalışmaları da devam ediyor.

“Çocuklarımızın çift kanatlı olmalarını arzuluyoruz..”

Eğitim, öğretim meselesinin akademik eğitim kısmının  okullarda tamamlamalarını istiyoruz. Sanat,spor kültürel alanlarda kurslara gönderilmesini daha uygun görüyoruz.Bu yıl vali beyinde talimatıyla sosyal okul projemiz var.Öğrencilerin sosyalleşmesiyle ilgili ve her birinin puanlamayla olduğu bir sistem.Bütün okullarımızda spor kulübü kuruyoruz. Yaşadığımız dönemde çocuklarımızın takibi çok kolay değil.Zararlı alışkanlıklardan uzak tutacak,sorumluluk almalarını teşvik edecek ve  toplumda üstlendikleri rolü oynamalarını  bekliyoruz.Yani insan yetiştirmeye çalışıyoruz.Bakanımızın da dediği gibi,çocuklarımızın “çift kanatlı” olmalarını istiyoruz.

Suriyeli çocukların bizlerin okulların da eğitim almaları ne kadar doğru?

Bugüne kadar ki süreçte beklenti  Suriyelilerin bir gün ülkelerine geri gideceği yönündeydi. Bu yüzden de eğitimle ilgili kalıcı bir şey yapılmadı.Geçici eğitim merkezlerinde eğitim görüyorlardı.Zamanla yerleşik hayata geçtikleri görüldü.Fiziki sorunlar çözülebilinir ama uyum sorunu en önemlisidir. Okullarımızda ilimizin de sahip çıkmasıyla ciddi sorunlarla karşılaşmadık. Çocukları okullarımıza almazsak dil öğrenemezler ve eğitimden mahrum kalırlar.Buda daha ciddi sorunlarla karşılaşmamıza neden olur.Ayrı okullarda topluma entegre olamıyorlar. Öncesinde de dil öğreniyorlar.

Yeni yılda eğitimle ilgili mesajınız nedir?

Öncelikle biz eğitimcilere güvensinler.Süreç odaklı çalışıyoruz.Eğitim bir günde çözülebilecek bir mesele değildir.Ama derdimiz ve davamız aynı.Çocuklarımızın dünya ile rekabet edebilecek donanımda yetişmesine çalışırken aynı zamanda özüne ve değerlerine bağlı,yabancılaşmamış nesiller yetiştirmek.Her çocuğu emanet olarak görüyoruz.Ve bunun sorumluluğunun da bilincindeyiz.

HABER//MERVE TANRIÖVER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER