USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SOSYAL FOBİ

05-01-2016

 

  • Yeni insanlarla tanışmaktan çekiniyorum.
  • Topluluk önünde konuşamıyorum.
  • İzleyici önüne asla çıkamam.
  • Önemli veya otorite sahibi kişilerle konuşamam.
  • Bir toplantıda söz almak ya da sunum yapmak mı? Mümkün değil.

Sayın okurlar yukarıda sıralamış olduğum maddeler bizlere ne kadar tanıdık geliyor? Biz bu gibi düşüncelere hiç kapılmıyor muyuz? Ailemizde ve ya çevremizde bu gibi problemleri yaşayan kimse yok mu? Evet, bugünkü konumuz Sosyal Fobi.

Sosyal fobisi olan kişiler, diğer insanlar tarafından utanç verici veya gülünç olarak görülmekten kaygı duyarlar. Pek çok kişi yeni biriyle tanışırken ya da topluluk önünde konuşma yapmak zorunda kaldığında heyecanlanabilir veya çekingen davranabilir. Ancak sosyal fobi ya da diğer adıyla sosyal anksiyete bozukluğu, utangaçlıktan ya da bazı durumlarda heyecanlanmaktan çok daha fazlasıdır. Sosyal fobisi olan kişiler gülünç duruma düşme, rezil olma, başkaları tarafından yargılanma korkusunu o kadar yoğun yaşarlar ki, buna zemin hazırlayabilecek her türlü ortamdan uzaklaşırlar.

Sosyal fobi utangaçlığın ağır bir halidir ve kişinin yaşamında ciddi sorunlar yaratabilir. Sınıfta söz alamamak, sağlıklı arkadaşlık ilişkileri geliştirememek, sosyal eğlencelere katılamamak, iş ortamında potansiyelinin altında performans sergilemek, karşı cinsle ilişki geliştirememek sosyal fobinin yol açacağı sorunlardan sadece bazılarıdır. Sosyal fobi herkesin yaşayabileceği bir problem olabilir. Her sekiz kişiden biri hayatının belirli bir döneminde sosyal fobi yaşamaktadır. Bu fobiyi taşıyan insanların zihninde bir iş yaparken, “Beceriksizim, beğenilmeyeceğim, reddedileceğim” düşüncelerinin baskın olduğunu bilmeliyiz. Sosyal fobi rahatsızlığı doğuştan gelen bir rahatsızlık değildir. Bu rahatsızlık sonradan ortaya çıkan ve özellikle de çevresel etkenlerle beliren bir rahatsızlıktır. Sosyal fobi daha çok çocukluk döneminde veya gençlik döneminin ilk zamanlarında ortaya çıkar.

Aile ortamı çocuğun esas eğitimini aldığı, kişilik özelliklerinin oluşurulduğu, duygusal durumlarının ve tepkilerin geliştirildiği bir ortamdır. Eğitimde; Korumacı değil, geliştirici; cezalandırıcı değil destekleyici, bağımlı değil özgüveni sağlayıcı yaklaşım benimsenmelidir.

 

 

Ailenin aşırı koruyucu bir tutum içinde bulunması çocuğun pasif biri olmasına yol açabilir ve böylece kendi başına kararlar alıp uygulamaktan korkan bireyler yetişir. Dış dünyanın güvenli bir yer olmadığını öğrenen çocuk, büyüdüğünde kendini güvensiz hissetmeye ve insanlara kuşkuyla bakmaya devam edecektir. Bu durum ise insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmasını engelleyecektir. 

Peki, ne yapmalı? Öncelikle "yok yok ben yapamam, benim sosyal fobim var " demekten vazgeçmeli. Sosyal fobiyi bir engelmiş gibi görmemeli. Sosyal fobim var deyip işin kolayına kaçmamalı.

Başlangıçta da söylediğim gibi, burada yazılanları sizde yaşadığınızı düşünüyorsanız, kendinizi yenin ve bu hastalıkla mücadele edin. Bu öyle bir hastalık ki siz onun üzerine gittikçe, sizden kaçacak ve sonsuza kadar sizi terk edecek.

 

Sosyal Fobinin En Fazla Yaşandığı Durumlar: 

  • Topluluk önünde konuşmak. 
  • Başkalarının önünde yemek yemek-içmek. 
  • Otorite konumundaki kişilerle temas etmek. 
  • Başkaları ile tartışmak. 
  • Toplulukta telefonla konuşmak. 
  • Tanımadığı kişilerin gözlerinin içine bakmak. 
  • İlgi odağı olmak. 
  • Başkalarının önünde yazı yazmak 
  • Alışveriş yaparken ( pazarlık, kıyafet denerken yüz kızarması, utanma ) 
  • Karşı cinsle ilişki kurmak 

 

 

 

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?