USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hindistan’ın İkinci Dalgası Kontrol Edilmedikçe Tüm Dünya Acı Çekecek.

27-04-2021

Bu yılın başlarına kadar, Hindistan hükümeti,  pandemiyle mücadelede düzensiz bir sicile sahip olmakla birlikte çok da kötü bir duruma değildi. Eylül ayında zirveye çıkan salgının ilk dalgasından kaynaklanan ölümler, net olmayan nedenlerden dolayı şaşırtıcı derecede düşüktü. Ve başbakan Narendra Modi, bir yıl önce ülke çapında bir tecrit başlatmakta hızlı davrandı. Ancak ilk başta şehirlerde bir araya gelen ve kendi ülkelerine dönmelerine izin verilen milyonlarca işsiz göçmen işçi köylerine  covid-19'u yanlarında götürdüler.

 14 Nisan Hindistan için kutsal bir gün olan 14 Nisan’da  Hindular ve Sihler yeni yılı kutlamak için bir araya geldiler. Tapınak kasabası Haridwar'da, dünyanın en büyük dini toplantısı ve bir  Hindu festivali olan “Kumbh Mela”  yapıldı. 1 - 3 milyon insan Ganj'a ritüel dalışı yapmak için itilip kakıldı. Ülke genelinde COVID-19 testi pozitif çıkanların  sayısı tek bir günde 200.000'i geçti ve sadece bir hafta sonra 315.000'e ulaştı. Bu rakam pandemi  sırasında herhangi bir noktada herhangi bir ülkedeki en yüksek günlük rakam olarak söyleniyor. Cesetlerin akışıyla başa çıkmak için krematoryumların dışındaki kaldırımlar üzerine eğreti ateşler inşa ediliyor.

Bu korkunç ikinci dalga sadece Hindistan için değil, dünya için bir felakettir. İlk olarak Hindistan'da tespit edilen ve “çift mutant” olarak adlandırılan endişe verici bir varyant, Amerika ve İngiltere de dahil olmak üzere diğer birçok ülkede bulundu.  Hindistan dünyanın eczanesi olmayı umuyordu. Ancak vaka sayılarının patlamasıyla hükümet aşı ihracatını kısıtladı. Nisan ayının ilk yarısında Hindistan, yurtdışına yalnızca 1,2 milyon doz sevk ederken, önceki üç ayda 64 milyon doz sevk etti. AstraZeneca aşısını üreten özel bir şirket olan Hindistan Serum Enstitüsü, dünya çapında daha fazla aşı sağlamak için İngiltere, Avrupa Birliği ve Covax taahhütlerini yerine getirmedi. Aşı sağlamak için Hindistan'a güvenen Afrika ülkeleri için de zor bir durum bu. Birçok başka ülkeyi de etkileyebilir.
Kitlesel toplantılara  sınırlamalar getirilmesinin önemi burada ortaya çıkıyor. Ayrıca, inek idrarı ile hastalıkların tedavi edilebileceğini düşünen sağlık bakanının gitmesi gerekebilir …

 (Bu yazıyı hazırlarken “The Economist”  dergisinin 24 Nisan sayısından yararlandım).

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?