Parkta iki küçük çocuk kıstırdıkları minik bir kedi yavrusuyla oynuyorlar. Çocuklardan birisi, eline aldığı bir sopayla kediyi kızdırmaya çalışıyor. Diğeri de kuyruğundan çekerek sürüklemeye istiyor.Minik kedicik ise can havliyle hangisiyle uğraşacağını bilemeden miyavlıyor.Bir süre sonra çocuklar sıkılarak yavrucağı tekmelemeye,dövmeye başlıyorlar.Çocukların babası da bu olayı büyük bir zevkle izliyor. 20 yıl sonra o iki küçük çocuk büyüyüp yetişkin oluyor ve; Trafikte sinyal yapan sürücüyü dövüyor. İnsanların kutlama yaptığı günlerde kamu mallarına zarar veriyor. İş yerinde arkadaşlarıyla çatışıyor. Yan bakanının kafasını kırıyor. Hastanede doktoru bıçaklıyor. Okulda öğretmeni tartaklıyor. Evde çocuğunu eşini dövüyor. Boşanmak isterse de eşini acımasızca öldürüyor... "Hayvana şiddet olan yerde,insana şiddet vardır" görüşü 2000'li yıllarda uzmanların bilimsel araştırmaları sonucu almış oldukları bir karardır.Bu yüzdende Avrupa ve Amerika'nın pek çok okullarında hayvan sevgisini işleyen,geliştiren dersler okutulmaktadır.Ailesinde ve çevresinde hayvanları sevmeyen ya da eziyet eden insanlar var olduğunda çocuk bunu normal bir davranış olarak değerlendirir ve taklit eder. Bunun dışında, çocuklara, hayvanların da canlı olduğu, sevgiye ve şefkate ihtiyaç duydukları öğretilmezse çocuklar onları cansız, acı duymayan ya da duysa da önemli olmayan varlıklar sanabilirler. Burada çocuklara doğru bilgilerin verilmesi ve sevgi dolu bir ortamda büyütülmesinin ne kadar önemli olduğu gerçeği ortaya çıkar. Milli Eğitimi iyice içinden çıkılmaz ve başıboş hale getiren bakanlığımız;hiç ummuyoruz ama sistemlerle oynayıp duracağınıza çocuklarımızın günbegün nasılda bir şiddet makinesine dönüştürüldüğünü bir görebilseniz, TV’deki zararlı ve olumsuz şiddet içerikli yayınlara bakanlık olarak bir dur deseniz ve çocuklarımızı yani geleceğimizi kurtarmayı bir deneseniz...Sanat adı altında televizyonlarda yayınlanan dizilerdeki ilişkiler, toplumun ahlak anlayışını zedeliyor ve aile kurumunu dinamitliyor. Televizyonlarda yayınlanan dizi ve programlarda ahlaksızlık ve şiddet her geçen gün toplumsal yapıyı bozacak boyutlara ulaşırken, televizyon yayınlarını denetlemekle görevli olan RTÜK'e vatandaşlardan şikâyet yağıyor.Unutmayın bu göz ardı ettiğiniz nesil bir gün gelip sizinle yüzleşecek ve en büyük zararı yine sizler göreceksiniz...