FETONUN AĞABEYİ ÖLÜM DÖŞEĞİNDE KIVRANIYORDU. ÇOK DA VARLIKLI OLAN BU AĞABEY EŞLERİNİ, KIZLARINI, ABLALARINI VE OĞLUNU ÇAĞIRARAK VASİYETİNİ YAZDIRIR:
“BENİM ŞU DÜNYADA ÜÇ-BEŞ GÜNLÜK ÖMRÜM YA KALDI, YA KALMADI. SABAHA ÇIKACAĞIMDAN BİLE ENDİŞELİYİM. SİZ BENİ DEĞİL, TAKIM TAKLAVATIMI ÖZLERSİNİZ. ONUN İÇİN BENİM TAKIM TAKLAVATIMI KESİP TUZLU VE SİRKELİ SU YAPARAK BİR CAM KAVANOZUN İÇİNE KOYUP GİDİP GELİP BAKIN” DER.
BİRKAÇ GÜN SONRA FETONUN AĞABEYİ ÖLÜR. OĞLU DA VASİTEYİ YERİNE GETİRİR VE BABASININ TAKIM TAKLAVATLARINI TUZLU SİRKELİ SUYA BASIP CAM KAVANOZUN İÇİNE KOYAR.
ÖLMÜŞTÜR VE AHİRETE GİTMİŞTİR. AHİRETTE ONU ZEBANİLER KARŞILAR. SORGUYA ALDIKLARI SIRADA BAKARLAR Kİ TAKIM TAKLAVAT YOK. EPEY İŞKENCE EDERLER KONUŞTURMAK İÇİN. ÖNCE ONLARIN YERİNİ SÖYLEYECEKSİN, SONRA HESABA ÇEKECEĞİZ DERLER VE İŞKENCE EDERLER.
AYNI GÜN GECE OĞLUNUN RÜYASINA GİREREK; “OĞLUM BENİM TAKIM TAKLAVATLARIMI ACİLEN BURAYA GÖNDERİN ÇOK EZİYET ÇEKİYORUM” DER.
OĞLU ŞAŞKIN BİR ŞEKİLDE “BABA NASIL GÖNDEREYİM, HİÇ AHİRETE GİDİP GELENİ, BİR ŞEY GÖTÜRÜP GETİRENİ GÖRMEDİM Kİ, KİMİNLE GÖNDEREYİM” DER.
BABASI, YARIN AKŞAM SÖYLEYECEĞİM DER VE KAYBOLUR.
ERTESİ GÜN, YENİDEN RÜYASINA GİRER; “OĞLUM, YAKINDA FETO ÖLECEK. TAKIMI ONUN DÜBÜRÜNE, TAKLAVATLARI DA GAZİANTEP’TEKİ ABLASININ UYGUN YERLERİNE SOKUP GÖNDERİN. BUNLAR GİRENİ ÇIKARMAZ, BENİM EMENATLER DE ULAŞMIŞ OLUR” DER.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
