USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Demokrasi aranıyor!

19-09-2015

Artan şiddet olayları, tecavüzler, çökmeye mahkum ekonomik paketler, sözde çözüm süreci,kişiye göre uyarlanmış hukuk cinayetleri…Toplum olarak uzun zamandır bunları konuşuyoruz.Demokrasinin istikrarının ne olduğunu öğrenemedikçe de konuşmaya devam edeceğiz.

Banu Avar’ın okumayan kalmasın diyebileceğim ”KAÇIN!DEMOKRASİ GELİYOR” kitabından beni çok etkileyen bazı bölümlerini sizlerle paylaşmadan edemiyeceğim.Belki neden ilerleme yerine gerileme yaşadığımızı anlamamız açısından ışık olur bizlere..

“İktidara oturan her parti SİSTEM içindedir. Yani “HALK” ın çıkarları aleyhinedir.

Zaten halkın gerçek çıkarlarının temsilcileri meclise giremezler. Bunun için her türlü düzenek kurulmuştur. Her seçimde malı götürmeyi hayal eden sistem partilerinden biri voleyi vurur. Halk ise debelenip durur.

Demokrasi içinde olduğunu zanneder, Amerikan Avrupa çetelerinin gizli stratejilerine, para piyasalarına bağlı olarak kaderi şekillenir. ‘Demokrasi Geliyor’ diye darbeler, işgaller, katliamlar altında ezilir…”

Buraya dikkat!

ABD Dışişleri Bakanlığı 2015 bütçesinde 600 milyon dolarlık bir bölüm “Yabancı Ziyaretçi Programları”na ayrılmış.

Çünkü…

Bu programların, ufak bir yatırımla akıllı araçları kullanarak, ABD milli güvenliğini, dış politikasını ve ekonomik çıkarlarını desteklediği belirtiliyor, kongreye sunulan bütçe tanıtım belgesinde.

20’den fazla değişik Eğitim Programları arasında, son 65 yılda 155 ülkeden 310 bin kişinin ABD’de eğitim gördüğü “Fullbright Programı” en başarılı olanlardan biri.

Bunlardan bir diğeri, “Öğretmen Takası Programı” ile yabancı ülkeye gönderilen bir Amerikalı öğretmenin en az 1000 taze beyini ve 50’den fazla birlikte çalıştığı öğretmeni etkileyebileceği belirtiliyor.

Lise çağında gençler için düzenlenen altı değişik programdan biri, “The Kennedy-Lugar YES”, özel olarak Müslüman ülkelere yönelik olarak hazırlanıyor.

Kişisel ilişkilerden bir diğeri, “Kardeş Şehirler Programı”, 109’ü Müslüman olan146 ülkede, 500’ü Amerikan olan 2000 şehri birbiriyle bağlıyor. Bununla, Amerikan şirketlerine artan ticaret ve bu ülkelere yayılma imkânları doğuyor.

1940’dan beri IVLP yoluyla 200 binden fazla ziyaretçi Amerika’ya getirildi; bunlardan 320’si geçmişte ve günümüzde devlet başkanlığı, 2200’den fazlası da bakanlık seviyesinde görevde. Her yıl yaklaşık 250 ziyaretçi bu program kapsamında Amerika’ya getiriliyor.

Ülkelerdeki büyük elçilerin asıl görevlerine dikkatlerinizi çekerim!

Bütün bu programlara katılacak adayları ülkedeki ABD Büyükelçisi belirliyor, merkeze sunuyor, onay alındığında kişi Amerika’ya, bazen bir ayı geçen bir süre için götürülüyor. Bazıları toplu olarak değişik ülkelerden gelenlerle bir arada “kursa tabi tutuluyor”, bazılarına da “Kişisel Özel Program” uygulanıyor.

Ve aldıkları bu sıkı eğitimin direktiflerinde ülkelerini yönetiyorlar.

Birleşmiş Milletlerdeki ülkelerin dörtte birinin geçmişte ve günümüzdeki cumhurbaşkanı veya başbakanı geçmiş bu tezgâhtan.

Yakın zamandan birkaç isim şöyle:

Dilma Rousseff, Brezilya Cumhurbaşkanı

Nicolas Sarkozy, Fransa Eski Cumhurbaşkanı

Tony Blair İngiltere Eski Başbakanı

Gordon Brown, İngiltere Eski Başbakanı

Felipe Calderon, Meksika Eski Cumhurbaşkanı

Margaret Thatcher, İngiltere Eski Başbakanı

Ehud Olmert, İsrail Eski Başbakanı

Enver Sedat, Mısır Eski Cumhurbaşkanı

Hamid Karzai, Afganistan Cumhurbaşkanı

Abdullah Gül, Türkiye Cumhurbaşkanı

Ve soruyorum sizlere.Halen demokrasi anlayışını hüküm sürdüğü bir sistemle yönetiliyoruz diyebilen var mı?

GÜNÜN SÖZÜ

Demokrasi prensibi,hakimiyete istismak eden vasıta ne olursa olsun,esas olarak,milletin hakimiyete sahip olmasını ve sahip kalmasını icap ettirir.

M.K.ATATÜRK

TEBESSÜM

Durum : Bir piliç, bir yolda karşıdan karşıya geçer.

Soru: Piliç karşıdan karşıya niçin geçer?

Yanıtlar…..

Descartes: Yolun öbür tarafına geçmek için.

Eflatun: İyiliği için. Gerçek, öteki taraftadır.

Aristoteles: Karşıdan karşıya geçmek pilicin doğasıdır.

Karl Marx: Tarihsel olarak kaçınılmazdı.

Hipokrates: Pankreasının aşırı salgısı yüzünden.

Martin Luther King Jr. : Tüm piliçlerin nedenini açıklamak zorunda kalmadan özgürce karşıdan karşıya geçtikleri bir dünya düşlüyorum.

Sigmund Freud: Pilicin karşıdan karşıya geçmesiyle ilgilenmeniz, sizde güçlü bir cinsel güvensizlik duygusunu ele vermektedir.

Buda: Bu soruyu sormak, sizin kendi piliç doğanızı inkar etmektir.

Galilei: Oysa piliç karşıdan karşıya geçiyor…

Bill Clinton: Anayasa üzerine yemin ederim ki bu piliçle aramda hiçbir şey geçmemiştir.

George W. Bush: Pilicin bu yolda BM kararlarına rağmen cezalandırılmadan karşıdan karşıya geçmesi, demokrasiye, özgürlüğe ve adalete kafa tutmaktır. Bu durum, yolu bizim çoktan bombalamış olmamız gerektiğini göstermektedir.

Süleyman Demirel: Piliç geçmişse geçmiş, geçmemişse geçmemiştir.

Tansu Çiller: Bu memleket için karşıdan karşıya geçen piliç de bizimdir, üstünden geçen traktör de bizimdir.

R. Tayyip Erdoğan: Ben tavuklu sandviç de satmıştım.

Abdullah Gül: Hayır, bana böyle bir bilgi verilmedi ama karşıdan karşıya geçtiyse hükümet gereğini yapar.

A.Necdet Sezer: Karşıya geçtiği nokta kamusal alansa, başörtülü geçemez

Türk Erkeği
Piliç sarışın mı? Esmer mi?

 
 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?