Gazeteciliğin haberleşme hürriyetinin yanı sıra önemli bir işlevi de bağımsız bir gözlemci olmasıdır. Bu özelliği ile gazetecilik toplumda bir denetim mekanizması oluşturmakta, gerek kişileri gerekse iktidar sahiplerini hukukun çizdiği sınırlar içinde davranmaya teşvik etmektedir.
Ülkemizde, iktidar gücünün basın ve basın emekçileri üzerindeki katı, taraflı ve baskıcı tavrının gittikçe egemen olması, bu günün anlamını daha da arttırmaktadır. Türkiye'nin 146 tutuklu gazeteci sayısıyla dünya genelinde ilk sırada olduğu, özgür basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmadığı bir ortamda demokrasiden, insan haklarından ve basın özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. İnsanların haber alma özgürlüğüne kısıtlama getirilemez. 15 Temmuz darbe girişiminde özgür basının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmasına rağmen iktidarın basına karşı yürüttüğü sindirme politikasını arttırarak devam ettirdiğini üzülerek görmekteyiz.
Tüm baskılara, iktidarın ve yandaşlarının tehditlerine karşı kimi basın emekçilerinin meslek onurlarını korumak için gösterdiği çaba ve mücadeleyi takdirle izliyor ve destekliyorum.
Atatürk'ün ifade ettiği gibi "Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır" sözünün egemen olacağı bir Türkiye özlemiyle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününüzü kutluyor, sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum.