90’lı yıllarda halkın uyutulduğu Brezilya dizileri vardı.Sabah saatlerinde gün aşırı çıkar insanları ekrana bağlardı.Konuları ise birbirinin aynıydı.
Marianna güzel zengin ama mutsuz bir kadındır.Çünkü küçük oğlu Betito'yu kaybetmiştir.Aslında Marianna, Luis Albertoy la evlenmeden önce fakir ama mutlu bir kızdır.Ama gönlünü yakışıklı ,zengin ama mutsuz Luis Albertoya kaptırdıktan sonra bir anda zengin ama mutsuz bir kimliğe dönüşür.Ailesinden iftiralarla koparılmış olan Beto,fakir ama mutlu bir yaşam sürmektedir.Ta ki zengin annesi o¬nu bulup o gösterişli ama anlamsız hayata sokuncaya kadar.Evde evlatlık olduğu sonradan öğrenilen kız kardeşiyle dram,aşk ,elem ne varsa yaşanmaya başlanır.
Marianna fakirken mutluydu. Zengin oldu,hayatı karardı.
Beto, fakirken mutluydu.Zengin oldu, hayatı karardı.
Zavallı Luis Alberto hep zengin olduğundan mutluluğu hiç tadamadı…
Okurken dahi şiştiniz değimi?
Bu ve benzeri diziler Brezilyanın berbat haldeki ekonomisini halktan gizlemek yani uyutmak için kasten yaptırılmış bir beyin yıkamama senaryolarıdır. Mesaj şu;Yani sizin imrendiğiniz yüzde ikilik zengin kesim aslında sanıldığı gibi çokta mutlu değil;fakir ama mutlu olmaya çalışın,halinize şükredin.
Sonrasında bu diziler bir furya olup kötü ekonomisi ve geri kalmış kültürü olan ülkeler de kapış kapış edildi.Tabi ki bizim güzel ülkemizde de..
Şimdi bizim ekranlarımız, tabiri caizse rezil bir durumda.
Evden kaçan kadınlar,babası belli olmayan çocuklar,eşini komşusuyla aldatan insanlar..
Ekranlar ekran olalı hiç bu kadar suistimale uğramamıştı.Ne iş yaptığı belli olmayan neyi denetlediği anlaşılamayan RTÜK kafasını kuma gömmüş şikayetleri umursamıyor.
Son günlerde iyice artan,konuları birbirinin aynısı,kültürümüzle bağdaşmayan diziler direk gençlerimizi zehirlemeye yönelik. Güya genel kültürü arttırmaya yönelik yarışma programlarında bile kim daha hain olup paraları kapar,arkadaşına kim daha farklı kazık atar,al eline silahı kes raconunu vur parayı..Var mı dır böyle bir şey sevgili okurlarım.Bizim kültürümüz de kim yoldaşını yarı yolda bırakmıştır.Buna izin verenlerde yazıklar olsun!
Bir satır kitap okumaya türlü bahaneler bulan, ülke gündeminden bir haber ama dizlerdeki bütün senaryoların içini bilen boş, anlamsız,ruhsuz bir toplumla karşı karşıyayız.Bu aslında ciddi bir sosyal yozlaşma tehlikesi.Yani dizilerle uyutulmuş bir halk.Hatta öyle ki her kesimin bir dizisi var artık.
İçeriklerine de bakarsanız Brezilya dizilerinden farksız değiller.Kahramanların hepsi de zengin ,güzel yakışıklı,şöhretli ama mutsuz.Asıl mutluluk fakirlikte,yoksullukta….
Bizdeki dizilerin mesajı;
“Azdır aşım ağrısız başım”
TEBESSÜM
Bir gün Kayserililerle Lazlar savaş yapıyorlarmış.Kayserililerin aklına bir fikir gelmiş.Demişler ki;
-Bu Lazların hemen hemen yarısı Temel, diğer yarısı da Dursun`dur .Ve daha sonra savaşın ortasında bağırmaya başlamışlar:
-Temel! Temel!!! Lazlar da ki Temel`ler kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar. Daha sonra Kayseri`liler :
-Dursun! Dursun!!!! Diye bağırmışlar.
Dursunlar da kafalarını ve vurulmuşlar.
Lazlardan çok az kişi kalmış ve o¬nlarında aklına bir fikir gelmiş.Ve:
-Yerde para buldum bu kimin? diye bağırmışlar.
Bütün Kayseri`liler kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.
GÜNÜN SÖZÜ
Bir milletin kültür düzeyi üç safhada; devlet, düşünce ve ekonomideki çalışma ve başarılarının özüyle ölçülür.
ATATÜRK
