USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Rahat bırakın çocuğu artık!

19-09-2015

Hasan Batırır.

8 Mart 1996 yılında şehit düşen Uz. Çavuş Bilal Batr’ın yetim oğlu.Babası şehit olduğunda henüz 2 yaşında idi.

Kendilerinizi kapılarını o yıllarda çalmayan kalmadı.Annesi ve henüz ne olduğunuz farkında olmayan kendisiyle fotolar çekildi eline hediyeler sıkıştırıldı.

Bursa’nın Nilüfer ilçesinde zamanın devlet bakanı Abdulhaluk Mehmet Çay’ın elinden törenler ve reklamlar eşiliğinde kendilerine ev hediye edildi.El ayak çekilip,reklamcılar ortadan kaybolduktan sonra 15 yıl sonra hediye evin parasının şehit annesinden ve oğlundan ödenmesi istendi.

Anne çaresiz Bugün 17 yaşında olan Hasan ise psikolojik tedavi görüyor.

Zonguldak’ta 1980’de ölen eşinin emekli maaşını alan 60 yaşındaki Züleyha Çelik’e, 1999’da askerde görev şehidi olan oğlu için 2002 ve 2012 yılları arasında verilen ’TSKvazife malüllüğü yetim maaşı’, muhtaç olmadığı gerekçesiyle geri istendi. 109 bin 353 lira borç çıkarılan şehit annesi, “Benim oğlumu versinler, neyim varsa alsınlar” diyerek tepki gösterdi.

Mehmet Yalçın Nane. Gaziantep’in minik yetimi.Açılım safsatasında şehit düşen kahraman polisimizin bizlere emanet yavrusu.

Tam da erken seçim tartışmalarının gölgesinde babasının şehadetinden kısa bir süre dünyaya geldi. Doğumuna Başbakanın eşi Sare Hanım,koştu geldi.Büyükşehir Belediye Başkanı kameralar önünde ev sözü verdi. Sonrasında ne kadar siyasetçi ve siyasi beklentisi olan varsa Mehmet bebeğin yanına koşup(ama nedense kameralar önünde) altın takarak hatta taziyede olduğunu unutup gülümseyerek fotoğraf çektirme yarışına girişti. Ay sonuna kadar bu reklamların devam edeceğine inanıyoruz.

Şehidin ailesi tabiî ki de ziyaret edilecek, destek olunacak. Bunu sessiz sedasız reklamsız yapanlar için söylemiyoruz zaten.Taziye fotolarını gazetelerde, sosyal medya da maymunlaştıranlara,sulandıranlara, reklam yapanlara…

Sosyal medya da dedesinin ölüm anını Selfi ile ölümsüzleştiren! Embesillere alışkınız da, şehit yavrusu ile sırıtarak fotoğraflar çektiren ve üstüne basa basa “bizde gittik” diye reklam yapanlara alışmak ya da sindirmek daha zor geliyor bünyeye…

Eğer niyetiniz samimi iseniz asıl el ayak çekildikten sonra yavruya ve şehit eşine sahip çıkın, yanlarında bulunun. Eğitimini, geleceğini düşünün. . Verilen sözlerin takibini yapın.

Acı üzerinden reklam olmaz..

Acı üzerinden pirim yapılamaz…

İnsanları acılarıyla rahat bırakın artık..Maymunluğun alemi yok..

**

Cumhurbaşkanımız   Recep Tayyip Erdoğan ”İster kabul edin ister etmeyin; Türkiye’de yönetim sistemi değişmiştir.”şeklinde ciddi açıklamalar yapmış. Benim bildiğim halen cumhuriyet rejimi ile yönetiliyoruz ve başkanı da   cumhurbaşkanıdır. Görev ve yetkileri de zaten anayasamızda belirtilmiştir. Günde beş saatten fazla uyumayan, güya da gelişmeleri yakından takip eden sözde gazeteci bendeniz hangi ara bu değişikliği kaçırdım, diye bayağı bir hayıflandım.

GÜNÜN SÖZÜ

Zorbalığın her çeşidinden nefret ederim.İster sözle olsun, ister hareketle.

(Montaigne)

TEBESSÜM

Diktatör general, askerleri ile yolda giderken askerlerden biri hapşırmış.
Diktatör arkasını dönüp:
-Kim hapşırdı, demiş.
Askerler korkudan bir şey söyleyememiş.
Diktatör bunun üzerine birinci sırayı kurşuna dizmiş.
Sonra yola devam etmişler biraz sonra yine bir hapşırık sesi gelmiş.
Diktatör kim hapşırdı deyince yine korkudan kimse kimin hapşırdığını söyleyememiş.
Bunun üzerine diktatör ikinci sırayı kursuna dizmiş.
Biraz sonra yine birisi hapşırmış.
Diktatör arkasını dönüp sormuş kim hapşırdı diye.
Bir asker korkuyla geride kalanları kurtarmak için “ben hapşırdım” demiş .
Diktatör general ,askere dönüp:
-Çok yaşa, demiş.

**

Diktatör bir akşam meyhaneden içeri girer. Tezgahtara yaklaşır. Hafif içkili bir sarhoşun yanına çöker. Oradan buradan konuşurlarken sorar :
-Böyle her gün içmek için ne kadar kazanıyorsun?
Sarhoş :
-Günde 2 bin lira.
-Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?
Sarhoş :
– 4 bın lira.
-Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?
-O zaman 5 bin liraya para demem.
Diktatör kızar :
-Bu ne biçim iş. Köküne kadar sıkarsak?
-O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım.
Diktatör şaşırmıştır.Adamın ne iş yaptığını çok merak etmiştir.Sorar :
-Şeytan mısın, nesin.Ne iş yapıyorsun?
-Mezarcıyım!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?