Bir psikolog uyarıyor;
70 yaşında birini her gün felaket haberlerini izletin, " sıra sana geliyooor, sıra sana geliyoooor" mesajını verin. İddia ediyorum bu insan bir kaç ay içinde ölür.Ölmeyecekse de ölür.
Artık iyice ekran çöplüğüne dönen programlar stress ve anksiyete yoluyla bilinç altı sistemimizi perişan ediyorlar..İzlemeyin! Deprem profesörlerine dönmüş felaket tellalı tıp hocalarını da izlemeyin!
Her konuda konuşma hakkı,yorum yapma hakkı bulan, geveze, reklamcı sözde gazetecileri asla izlemeyin!
Salgınla ilgili herkes ahkam kesiyor,felaket senaryoları havalarda uçuyor…İzlemeyin!
Bu saatten sonra aynı şeyleri tekrar etmek,felaket senaryolarının tesiri altında kalmak sadece yaşam kalitemizi yerle bir eder.''
Yaşadığımız şu süreç her ne kadar bizleri zorluyorsa da hayatımıza kattığı olumlu yönleri ile teselli bulmaya çalışalım.Yani Pollyannacılık oynayalım.
Aslında bir anda hayatımıza giren virüs ile;
AVM bağımlılığı bitti.
Gereksiz yere hastanelere gitmeler bitti.
Gereksiz tüketimler,harcamalar bitti.
Gereksiz para ve mülk işleri bitti.
Evde aile ile vakit geçirme,ev yemekleri yapma,kitap okuma dönemleri başladı.
Kısacası insanlar özüne dönmeye,normalleşmeye başladı.
Panik yok,umutsuzluk yok,tedbir var!
'''Tüccarın biri bir gün yolda Veba'yla karşılaşır.
Endişeyle Veba'ya bakar ve "Nereye gidiyorsun?" diye sorar.
Veba, "Bağdat'a" diye yanıtlar.
“Kaç kişinin canını alacaksın?” diye tekrar sorar Tüccar.
Veba, “Çok değil, sadece 5 bin kişi” der.
Aradan zaman geçer ve Tüccar yolda yine Veba'yı görür.
Fakat duymuştur ki Bağdat'ta vebadan dolayı 60 bin kişi ölmüştür.
“Bana 5 bin kişiyi öldüreceğini söylemiştin. Oysa sen 60 bin cana kıymışsın” diye hiddetlenir Veba'ya.
Veba ise gayet sakin ve kendinden emin, “Ben 5 bin kişi öldürdüm. Geriye kalanı korkudan öldü” der.''
GÜNÜN SÖZÜ
VÜCUT SAĞLIĞINIZ İLE BERABER, AKIL SAĞLIĞINIZI DA KORUYUNUZ..
UNUTMAYINIZ, BOZULAN PİSİKOLOJİ, VUCUT DİRENCİNİ DİBE İNDİRİR...
TEBESSÜM
Kayserili'nin eşi ölmüş,
Gazeteye gitmiş, en ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş.
Önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:
"Ayşe'yi kaybettim.üzgünüm."
İlan görevlisi ilanı görünce uyarmış,
"İsterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz,üç kelime daha hakkınız var"
Kayserili "aynı paraya mı?" demiş.
Görevli "evet aynı paraya" diyince ;
Kayserili üç kelime daha eklemiş:
"Satılık Toyota var!"
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
