CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Neymiş, küskünler seçimi boykot edecekmiş. Boykot etmek demek, AK Parti’ye oy vermek demektir. Böyle düşünenler boykot edeceğine gitsin, doğrudan AK Parti’ye oy versin” dedi.
CHP’ye oy veren bir seçmen olarak “Olur” demekten başka seçenek kalmıyor. Biz gidip doğrudan AK Partiye oy verince kendisi de dolaylı yoldan AK Partiye oy vermenin onurunu yaşasın.
CHP’nin aldığı oy son seçimde 22. Bunun yarıdan fazlası, hadi yarısı diyelim kurultay istiyordu. Yıllardır Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin hiçbir işine yaramayan “çene” siyasetinden bıkan usanan bir yüzde 11.
Onlar da gitsin direkt AKP’ye oy versin. Kalan oylar ise zaten bir işe yaramayacak. Böylelikle kendisi de kurmay dediği “üst akıl”larıyla birlikte dolaylı yoldan AK Partiye oy vermiş olacak.
Geldiği günden beri partisini bir adım öteye taşıyamayan birisi. Üstelik bu kişi kendisini dünyanın en büyük ideolojik liderlerinden biri olduğunu sanma aymazlığına düştüğü gibi bir de parti seçmenini küçümseyebilecek kadar da haddini aşabiliyor.
“Gitsin AK Partiye oy versin”miş. Git sen ver oyunu AK Partiye. Ki zaten AK Partiye vermiş sayılacaksın. Sen o koltuktan kalkmadığın sürece Atatürk’ün kurduğu partiye gönül vermiş her şartta da gidip oyunu kullanmış olan hiçbir seçmenin sandığa gideceğini sanmıyorum. Velev ki yurttaşlık görevini yerine getirmek için gitti, CHP’ye kesinlikle oy vermeyeceklerdir.
Seçmenini beğenmeyecek kadar ileri gitmiş, koltuk sevdasına düşüp parti tabanın hatta halkın sesinden kopmuş biri.
Yaptığı tek muhalefet: "Böyle bir şey olabilir mi?"
Biz soralım şimdi:
"Böyle bir şey olabilir mi?"
"Bir genel başkan, kendi seçmeniyle kavga edebilir mi?"
"Bir genel başkan kendi seçmenini partiden kovabilir mi?"
Eninde sonunda o koltuktan gideceksin.
CHP’nin onuru gerçek CHP'lilere, parti tabana kalacak!..
