USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BU HAFTA ADAYA KİM VEDA EDECEK?

20-10-2022

Gaziantep için haber gündemi denilince, önceden  akıllara ilk gelen  şovenist  bir kafaya sahip eski yerlilerin  gündeminde olan dışarılılar- beyazı-karası ayrıştırması başı çekerdi. Sonrasında im kiminle nerelerde yakalanmış paparazi  havadisleri,hiçbir yerlerde görülmemiş bağ evi maceraları, şehrin hep övündüğü ihracat ithalat rakamları, sonradan görmeleri hatta iki eşli iş adamları, parası pulu ve Pazar günü yellenen mangal keyfi gibi sıradan! olacak konular haberlere manşet olurdu.

Siyaset ise  öncesinde stabil geçer ama seçimlere birkaç ay hareketlenir,evinde barkında işinde,ihale peşinde koşan vekiller ve diğerleri Ankara’dan  memlekete teşrif edip düğünlerde sünnetlerde boy gösterir,seçimden sonra yeniden kaybolur kazancının derdine düşerlerdi.Basın danışmanlarının kendi adlarına yazıp çizdiği bültenleri bir kere dahi okumadan mail atarak sorumluluklarını yerine getirmenin! Vicdani rahatlamasıyla   bir sonraki seçimi beklemeye başlarlardı.

Biz zamanlar en büyük derdimiz, Antep’in kalesi,baklavanın fıstığı,beyranın sarımsağı, lahmacunun yağlı eti idi.
Keşke hep öyle kalabilseydik.
Hafta başı ismi en çok  öne çıkan, gündemi meşgul edenlere bakacak olursak;

Suriyeliler artık eski favoriletelerini kaybederek listenin altlarına düşmeye başladılar.İstemesek de  memleketlerine dönmeye hiçte  gönlü olmayan yeni vatandaşların açtıkları sıkıntılar,hızlı üremeleri kanıksanmaya başlanıldı gibi görünüyor.Geçen gün Kırkayak parkında yaptıkları anlamsız eylemlerini saymazsak tabi ki..

Artık eskisi gibi trafik sorununu ele alan da kalmadı. Bir ara neredeyse trafik meselesi..diye başlayan haberlerle yatıp kalkıyorduk. Şimdi gerek bile görülmez oldu. Çünkü trafiğe çıkan araç sayısında gözle görülür bir azalma dikkat çekiyor .Kimse artık sola dönüşler neden yasak demiyor. Sağın da solun da bir önemi kalmadı çünkü. Varsa yoksa benzin zamları, yüksek araç fiyatları, ödemekte sıkıntı yaşanılan vergileri, sigorta primleri..

Siyaseti ve kimin ne olacağı da artık insanları çok ilgilendirmiyor. Yoldan geçen vatandaşlara sorsanız ne iktidardan ne de muhalefetten üçten fazla isim sayamaz. Çünkü artık ilgilenmiyor. üZaten bir o yana bir bu  yana kaçışan siyasetçiler için çokta söylenecek bir şey yok aslında.Gemiden gemiye geçiş hiç bu dönemdeki kadar kolay ve ucuz olmamıştı. İleri ki günler de sürpriz isimler bizleri şaşırtmaya devam edecek. Buradan duyuralım.

Kimse artık eskisi gibi kiraların ve konutların yüksek fiyatlarından da  bahsetmiyor. Hatta bahsedemiyor. Gerek yok. Artık orta halli bir ev  almak bile hayal oldu. Çünkü alım gücü düşük insanların hayalleri de değişime uğradı. Ev nasıl alabilirim düşünceleri yerine ailemin yanına nasıl taşınsam da maliyetleri düşürsem endişesi aldı. İhtiyaca yönelik değil bütçeye göre konutların peşine düşer olundu. Bekarlar içinse slogan değişmeyip hep baki kaldı; “yaşasın bekarlık, yaşasın sultanlık..”

Ev dekorasyonu, yenileme gibi fantezilerde rafa kaldırılıp artık eldekilerden tasarruf edip tamir etme modası başlamak zorunda kaldı. İsmine de güzel bir afili slogan koymuşlar; ”üretken kadın olun kendi hünerlerinizi sergileyin. Farkındalığınızı yansıtın” .Nenelerimizin kırk yama tasarrufu moda diye önümüze konulursa şaşırmayalım.

İnsanlar  bu dönemde ciddi anlamda geçim derdine düşmüşken oluşan hava boşluklarını fırsata çevirip reklam derdine düşenlerde var. Hem de sonuçta her türlü tepkiyi antipatiyi alacaklarını bile bile. Parayla şöhret,etiket satın almak artık çok kolay olmaya başladı. Yeter ki kesenin ağzını biraz açın.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek yeni gündem maddelerine yelken açıyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ

Tarih bizi leylekler getirdi, yarasalar götürdü diye yazacak.

TEBESSÜM

Kasabanın sonradan görme zenginlerinden olan Hamdi Ağa, alışverişe gelen köylülere başlar zenginliğini anlatmaya:
- İki bin koyunum var, bin beş yüz dönüm arazim var, elli tane tosunum var, diye sıralarken, köylüsü Rıza'da yanlarından selam vermeden geçer.
Hamdi Ağa, Rıza'nın selam vermeden geçmesine bozularak:
- Rıza, neden selam vermeden geçiyorsun? Selam, Allah'ın selamıdır, der.
- Rıza'nın cevabı zaten hazırdır:
- Hamdi Ağa, yalanını bölmek istemedim de ondan selam vermedim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?