USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bölgesel güç mü? Bölgesel tehlike mi?

19-09-2015

Suriye’de üç yılı aşkın bir süredir devam eden isyan dalgasının Türkiye’yi karşı karşıya bıraktığı ağır bedel her geçen gün daha da büyüyor.

Başbakanın seçim sonuçlarını değerlendirmek için yaptığı balkon konuşmasında Suriye ile ilgili savaş söylemlerini net bir şekilde dillendirmesi, gelinen nokta açısından bize emsal teşkil etmekte.Ve biraz da ürkütmekte…

 AKP hükümetinin Suriye politikası be acıdır ki Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit ediyor. Ankara’nın ABD ve İsrail güdümünde hareket eden isyancı gruplara destek vermesi, Türkiye’yi hem teröre destek veren ülke konumuna düşürdü, hem de Türkiye’de çok ciddi asayiş sorunları ortaya çıkardı.

Türk Dışişleri Bakanlığı’nca takip edilen politika dönüp dolaşıp yine Türkiye’yi vurdu. Türkiye’nin Suriye konusunda takip ettiği politikayı değerlendiren uzmanlar “Davutoğlu’nun bumerangı döndü Türkiye’yi vuruyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde terör örgütü El Kaide’ye bağlı IŞİD örgütünün elebaşı Ebu Bekir Bağdadi Türkiye’yi tehdit etmiş ve “İşe Süleyman Şah Türbesi’ni tahrip etmekle başlayacağız” sözlerini sarf etmişti.

Suriye’de üç yılı aşkın bir süredir devam eden isyan dalgasında Türkiye üzerinden büyük destek alan isyancılar bu desteğin zaman zaman sekteye uğradığı anlarda ya da daha fazla destek talep ettiklerinde Türkiye’yi tehdit etmekten çekinmiyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te kontrol için durdurulan Suriye plakalı bir araçtan bomba çıkması ve sonrasında yakalanan 5 kişinin isyancı bir çeteye üye olduklarını açıklaması nasıl bir tehlike altında olduğumuzu gösteriyor.  Kısa bir süre önce de Niğde’de 3 kişinin öldüğü silahlı saldırı ve en önemlisi de Hatay Reyhanlı’da 53 vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırı da isyancı çetelerin eylemleri arasında yer alıyor. En büyük sıkıntı Türkiye’nin Suriye sınırındaki bölgelerinde yaşanıyor. Özellikle Adana, Mersin, Hatay, Kilis ve Gaziantep’te bu çetelerin üslerinin bulunduğu ifade ediliyor. İddialara göre bu çeteler Suriye’de kullandıkları bombaları bu kentlerimize kurdukları gizli atölyelerde üretiyor. Mayıs 2013’de Adana’da El Nusra örgütüne yapılan operasyonda 2 kg sarin gazı ele geçirilmişti.

Başbakan Erdoğan 12 Ağustos 2012’de İstanbul’da yaptığı bir konuşmada Suriye’deki isyan dalgası için “Bu mücadele kutlu bir mücadeledir ve bu mücadeleyi alkışlıyorum” demişti. Erdoğan’ın bu ifadesi sözde kalmadı birçok alanda fiiliyata döküldü. Ankara ABD-İsrail ikilisinin İslam dünyasını kendi çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etmek için ortaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi’nin yeni bir halkası olan Arap Baharı isyanlarına tam destek veriyor. İsyancıların en önemli destek merkezinin Türk sınırı olduğu artık tüm dünyanın bildiği ve kabul ettiği bir gerçek haline geldi. Silahlı gruplar, 3 yılı aşkın bir süredir devam eden ve 150 binden fazla insanın ölümüne neden olan çatışmalarda sırasında silahlarıyla birlikte Türkiye’ye rahatça girip çıkabiliyor. AKP hükümetinin ABD ” İsrail ekseninde devam eden politikası Türkiye’nin Ortadoğu’dan dışlanmasına da neden oldu. Türkiye’nin Suriye, Irak ve Mısır’da büyükelçisi bulunmuyor.

 3 sancılı bölgede büyükelçisi olmayan bir Türkiye’nin bölgesel güç iddiası da havada kalıyor.

Belki başta bu bölgede süper güç olmak,söz sahibi olmak güzel bir temenni idi ama, yanlış yapılan hesaplar,çıkmaz sokaklardaki sapmalar bizi göz göre göre bölgede süper güç değil de, mikser etkisi yaratmaktan başka bir konuma sokmaktan başka bir işe yaramıyor..

GÜNÜN SÖZÜ

Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler, çökmek zorundadır..

HZ.MUHAMMED(SAV)

TEBESSÜM
Zalim bir diktatör,akıl hastanesinde haslara hitaben  konusma yapıyormus. Bir kisi dışında
dinleyicilerin tümü büyük bir coşkuyla alkislamis.Uzun zamandır halktan böylesine samimi bir sevgi göremeyen diktatör neşeli bir ruh haliyle alkislamayan bir kişiye kisiye dönerek, “Siz nicin alkışlamıyorsunuz” diye sormus.
Adam yanıtlamıs

“Ben mi?ben burada hastabakiciyim”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?