USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bahçeli nasıl kurtulur

19-09-2015

EY AHALİ!

Gül ekmediğin bahçenin, dikenlerine,eğreti otlarına neden  kızıyorsun?..

Sulamadığın, bakmadığın kiraz ağacının meyvesini   ne haddindir ki beğenmiyorsun!

Oy vermediğin, vereni de eleştirdiğin partinin ilkelerini, ideolojisini eleştirme hakkını,kimle koalisyon kurup kurmayacağının eleştirisini de hangi kafayla yapıyorsun?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçimlerden de önce de sık sık  HDP’ yi parti olarak tanımadıklarını ve BDP nin içinde bulunacağı hiçbir oluşumda yer almayacaklarını açıklamışlardı.

Seçimden sonra da ortaya koalisyon hükümeti çıktığında da MHP lideri tavrından geri atmadı. Atmayacağını da  sürekli tekrar etmekte.

CHP milletvekili Deniz Baykal meclis başkanı seçimleri öncesinde koşa koşa eleştirinin en ağırını yaptıkları sarayda cumhurbaşkanıyla içeriği belli olmayan bir görüşme yapmış ve bu bütün çevrelerce olağan karşılanmıştı. CHP seçim meydanlarında en ağır dille eleştirdiği AKP ve politikalarını seçim sonrası ılımlı bir havaya bırakarak koalisyon için her türlü teklife açığım duruşu sergilerken, nedense ağır suçlamaların hedefinde MHP ve Sayın Bahçeli olmakta, dayatmalar yaptırılmak istenmekte.

Okulu bitirip   gelen evin oğluna aile,  tembihte bulunur:”Karşı komşunun kızına bakma, nişanlı ama çokta güzel. Üst kattakinin oğlu alkolik  ama zengin. Alt komşunun oğlu eşcinsel ama çevresi var..Yan komşunun kızı bağımlı ama varlığı iyi .En üst kattakine hiç selam verme kötü yola düştü ama iyi tanıdıkları var.Sen yine de hepsiyle arkadaş ol ama komşuluk yapma.Gördüğünde selam verme ama ayıpta etme…”

Madem ki   milli irade sandıktan “artık tek parti yönetimi istemiyoruz. Koalisyon olsun ve birbirlerini kontrol etsinler” çıkardı, buna da herkesin de saygı duyma mecburiyeti var. Bırakın da bari partiler kendilerine uygun gelen koalisyonu oluşturmaya çalışsınlar.

Koalisyon olarak ta eğer bizim bilmediğimiz başkalarının bildiği gizli başka bir parti yoksa mecliste sadece AKP, MHP,CHP ve de HDP var.MHP içinde HDP’nin olmayacağı bir koalisyona evet diyor ki buda ancak AKP ile olmak durumunda.Çünkü MHP’nin başka alternatifi yok.

Oysa CHP her kapıyı açıp, her ihtimale evet demeye hazır. Ama nedense  sitemlerin hedefinde olan kendileri değil.Oysa AKP’ye hesap soracağız diye meydanlardaki serzenişlerini unutmadık.

Şimdi istikrar zamanı ki ülkemizin etrafında cadı kazanları kurulmuş ,  kaynamakta.

İçte huzursuzluk çıkarmak isteyenler fırsat bilip ayağa kalkmakta, ortalığı karıştırmaya başlamakta.

MHP’nin neden koalisyona yanaşmıyorsunuz, diye eleştirdikleri HDP, ilk günden İstiklal Marşına tepki vererek,güzel ,alımlı milletvekilleri sosyal medya da dün bir bugün iki, bölücü paylaşımlar yaparak,hatta tehditlerini de yenileyerek zaten kendilerini deşifre ediyorlar.

Havuz problemleri gibi, birinci musluk ikinci musluk hesabı olasılıkları bir tarafa bırakılıp MHP –AKP koalisyonu istikrar adına bir an önce kurulmalıdır.

Sayın Bahçeli içinde HDP’nin olduğu koalisyonda olsa “hain, sözünü çiğnedi” yaftasını hazırlayanlar,hiç değilse Sayın Bahçelinin” Ne olursa olsun yine parti dediği” AKP ile koalisyonda olması en  doğrudur.

Yolsuzluklar,dört bakanın yargılanması..gibi konulardan zaten kimse heves etmesin,asla kaçış yok.Adalet er yada geç mutlaka tecelli edecektir.Hesapların halkın önünde verileceği günlerde yakındır.Ama şimdi eldeki verilerle derhal bir hükümetin kurulması gerekmektedir.

Bu ortamda zaten  MHP hangi oluşumun içinde olursa olsun birileri yine memnun olmayacak.

Hiç değilse içinde bulunduğumuz bu kritik ortamda , “İSTİKRARIMIZ” olsun.

GÜNÜN SÖZÜ

Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.

Hz. Mevlana

TEBESSÜM

Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
”2 kere 2 kaç eder.”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kağıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ”Bütün verilere bakarak eminim ki dört eder.”
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. yarım saat sonra : ”Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2’lik bir hata payı olabilir.”
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
”Benim için sıkıntı yok.Siz kaç olmasını istersiniz.”

 
 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?